Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kaddasallahu sirreh)- 10

23 Haziran 2008 Pazartesi

15-  Fuad Yusufoğlu Şah-i Nakşibend (k.s.) nin mübarek kabirleri

Şah-i Nakşibend hazretleri (k.s.) nin mübarek markadları

Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kaddasallahu sirreh)- 10

Kervanın başları bana;

-“Ey yiğit, nereden geliyorsun?” dediler.

Ben de;

-“Eyne köyünden geliyorum.” Dedim.

Bana

-“Ne zaman yola çıktığımı sordular.”

Ben;

-“Güneş doğarken yola çıktım.” Dedim.

Kervana rastladığım vakit kuşluk vakti idi. Kervandakiler bu sözümü işitince hayret edip;

-“Eyne köyü buraya dört fersah (yaklaşık 24 km.) mesafededir. Sabah vakti çıkılsa, ancak buraya ikindiden sonra gelinebilir.” Dediler.

Kervanı da geçip gittim. Kervanı geçtikten sonra bir atlıya rastladım.

Bana;

-“Sen kimsin? Seni görünce içime bir korku düştü.” Dedi.

Ben ona;

-“Ben öyle bir kimseyim ki, sen benim önümde tövbe edeceksin.” Dedim.

O atlı yanıma gelip tövbe etti.

-“Şarap yüklü bir beygiri vardı. Beygirin üzerindeki şarabı yere döktü. Onu da geçip yoluma devam ettim. “Nesef “ taraflarında bir köye uğradım.”

-“Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin orada olduğunu öğrendim. Hâcegân büyüklerinin mübarek tacını çıkarıp arz ettim.”

Bir müddet sükut etti, sonra;

-“Bu tac, Hâcegân büyüklerinin mübarek taclarıdır.” Buyurdu.

Ben;

-“Evet efendim.” Dedim.

Seyyid Emir Külâl hazretleri bana;

-“Bu tac-ı şerifi almakta iki şart vardır. Birinci şart; bunu korumak, ikincisi; icabını yerine getirmek. Bu iki şart, büyüklerin (Hâcegân’ın) yolunda bulunmak ve bize hizmettir.”

Bundan sonra ben de bu şartlara uymak üzere tacı alıp kabul ettim.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Allah-u teâlâ’nın sevgisini kalblere nakşettiği için “Nakşibend” de denilen Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kadasallah-u sirrehu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Yorum Yapın