Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 38

26 Şubat 2013 Salı

Eski Revda kapılarından bir kapı (Mekke müzesinden alınmıştır)

Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 38

Her kim mevlasına kavuşmak isterse, yolunun üstünde kendisini bekleyen zahmet ve meşakkatlere sabredip, göğüs germelidir.”

Mesele;

-“Keten bitkisi, zahmet ve meşakkatlere sabredip göğüs gerer. Sonunda da kağıt olur, üzerine Allah-u teâlâ’nın ismi yazılır. Muazzez ve mükerrem olur.”

-“Allah-u teâlâ’nın isminin azizliğini ve bereketini görmez misin ki; keten önce toprağın altına hapsolunur. Sonra yeryüzüne çıkıp büyüdükten sonra koparılır, vatanından olur. Ayrıca gurbet acısı çeker. Sıcağa bırakılır, güneşin harâretinde kalır. Sonra dövülür ve posası ayrılır. Daha sonra daha temiz hale gelmesi için tarağın dişlerinden geçirirlir. Eğrilir, bükülür, en sonuda ibrişim olup, insan eliyle kumaş yapılır. Bütün bunlar oluncaya kadar, haddi ve hesabı olmayan eziyetler çeker, meşakkatlere katlanır. Burada da kibirli olduğu sürede, o kibir gidinceye kadar sıkılır. Bu elemden parça parça olup, lüzümsüz oluncaya kadar kurtuluş yoktur. Lüzümsüz olunca da çöplüğe atılır. Ayaklar altında sürünür. Kağıt imal edicisi onu o halde yerlerde sürünüken görür ve kağıt yapmak için alır. Temizce yıkadıktan sonra, yepyeni bembeyaz, pırıl pırıl kağıt yapar. (O zamanlar kağıt, eski kumaş parçalarından yapılıyordu.) Kağıdın üzerine Allah-u teâlâ’nın ismi, Kuran-i kerim, hadis-i şerif ve meârif-i leddüni yazılır.”

-“İşte keten, öyle hadsız ve hesapsız eziyet ve meşakkatler çeker ki, anlatmakla bitirilemez. İşte bu böyle olduğu gibi, talebenin hocasına nisbeti de böyledir. Keten o kadar zahmet ve meşakket yüzü gördükten sonra kağıt olup üzerine yazı yazılarak nasıl değeri artıp ellerde dolaşıyorsa, talebe de zahmet ve meşakketler çekerek, o yollardan geçtikten sonra aziz olup, derecesi yükselir.”

-“Eğer azığınız takva olursa, kıyamet gününde selamette olursunuz.”

-“Dünya zıll-i zâildir. Ona güvenen nâdimdir. O seninle kalırsa da, sen onunla kalamazsın. Dünyada çıkmadan önce, kalbinden dünya sevgisini çıkar. Dünya lezzetlerine aldanmıyan, Cennet ni’metlerine kavuşur. İki âlemde aziz ve mühterem olur. Dünya harabdır. Şerbetleri serâbdır. Ni’metleri zehirli, Safâları kederlidir. Bedenleri yıpratır. Emelleri artırır. Kendini kovalıyanlardan kaçar. Kaçanı kovalar. Ni’metleri geçici, halleri değişicidir. Dünyaya ve buna düşkün olanlara inanılmaz. Selamti ve doğru yolu, ancak dünyayı terk eden kimseler bulur.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(1-Tabakat-ül-kübra cild – 1 sahife 134)
(2-Mir’at-ül Harameyn cild- 3 ,Sahife – 134)
(3-Tac-ül-ârifin Menakıb-ı Ebi’l-Vefâ sahife 1- 409)

 

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu’nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

 

“Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 38” için 1 Yorum

  1. Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 37 « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] (Radiyallah-u Anh)- 5 « Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 36 Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 38 [...]

Yorum Yapın