‘Berâ bin âzib (Radiyallah-u anhu)’ olarak etiketlenmiş yazılar

Biat-i Rıdvan’ın yapıldığı Yer (Hudeybiye) Şemis Camisi

Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu);

Eshab-i Kiram’dan, Ensarın büyüklerinden. Ebû Umâre künyesi ile meşhurdur. Ayrıca Ebû Âmir, Ebûltufeyl ve Ebû Ömer künyeleri ile de tanınır.

Nesebi, Berâ bin Âzib bin Haris bin Adiyy bin Cüşem bin Mecdea bin Hârise bin Hâris bin Âmr bin Mâlik bin Evsi el-Ensari, el-Evsi’dir. Annesi Habibe binti Ebi Habibe’dir.

Berâ bin Âzib (r.a.) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın hicretinden önce Medine-i Münevvere’de küçük yaşta iken Müslüman oldu. Babası Âzib (r.a.) de sahabi idi.

Dini hükümleri Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) den önce HİCRET eden Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan ve babasından öğrendi.

Hazret-i Berâ (r.a.) Resulullah (s.a.v.) ın ve diğer Sahabe (r.amhüm) nin hicretlerini şöyle anlatıyor;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın Eshabından Medine’ye ilk gelen Mus’ab bin Umeyr (r.a.) ile Abdullah İbn-i Ümmü Mektum (r.a.) idi. Bunlar Medine’deki Müslümanlara Kur’an-i Kerim okutuyorlardı. Sonra Bilâl-i Habeşi (r.a.), Sa’d bin Ebi Vakkas, Ammar bin Yaser (r.anhüm) hicret ettiler.”

Bunlardan sonra;

-“Hazret-i Ömer bin Hattab el Faruk (r.a.) yirmi kişi ile birlikte geldi. Nihayet Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine’ye hicret ettiler. İşte bu anda Medine halkının Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın teşrifine sevindiği kadar, hiçbir şeye sevindiğini görmedim. Ben de Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelmeden az önce uzun surelerden sayılan surelerle beraber; (“Sebbihisme Rabbike’l-a’lâ” sure’sini okumuştum.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber onbeş (diğer rivayete göre ondört) savaşta bulundu.

Bedir harbinde çocuk yaşta idi.

Bu hususta kendisi;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ben ve İbn-i Ömer küçük yaşta olduğumuz için bizi Bedir savaşına göndermedi.” Diyor.

Berâ (r.a.) Uhud ve diğer savaşlarda (bir rivayette göre Resulullah (s.a.v.) ile ilk defa Hendek harbinde bulundu.)

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın önünde harb etti. Çok cesur idi. İran’de Rey şehri alınırken çok kahramanlık gösterdi.

Berâ bin Âzib (r.a.) Hazret-i Osman (r.a.) halife olunca, 24 (m. 644) senesinde Rey’e vali teyın eti.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-il Kıbleteyn (Medine-i Münevvere)

Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu)- 2

Berâ bin Âzıb (r.a.) Hazreti Ali (r.a.) ile birlikte Cemel, Sıffın ve haricilerle yapılan savaşlarda bulundu. Ebher’i (Kazvin’in batı tarafı) fethetti. Kazvin’i de ele geçirdikten sonra Zincan’a giderek burayı şiddetli bir savaşla aldı.

Hazret-i Berâ bin Âzib (r.a.) hayatının son zamanlarında Kufe’ye yerleşerek dünya işlerinden el çekti. 72 ( M. 691) de Mus’ab bin Zubeyr (r.a.) zamanında burada vefat etti.

Buhari ve Müslim (r.anhüm) kendisinden 305 Hadis-i şerif rivayet etmiştir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tan, babasından, Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Ali, Ebû Eyyub, Bilâl-i Habeşi (r.anhüm) ve diğer zatlardan rivayette bulundu.

Kendisinden de Abdullah bin Zeyd el-Hatmi, Ebû Cuhayfe (Bunlarla görüşmüştür), Ubeyd, Rebi! Yezid, Lut (Bunlar Hazret-i Berâ’nın oğullarıdır), İbn-i Ebi Leylâ, Adiyy bin Sabit, Ebû İshak, Muaviye bin Süveyd bin Mukarrin, Ebû Bürde (Bu iki zat Ebû Musa (r.a.) nin oğullarıdır.) (r.anhüm) ve diğer zatlar hadis rivayet ettiler.

Hadis ilminde Rey kapısının ilk defa Hazreti Berâ (r.a.) açtı.

Hazret-i Berâ (r.a.), kıblenin eğiştirilmesini şöyle anlatıyor;

-“Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine’ye teşrif ettikleri zaman onaltı veya onyedi ay kadar Mescid-i Aksâ’ya doğru namaz kıldı. Halbuki O kıblenin (Mekke’de) Mescid-i Haram’a doğru olmasını arzu ediyordu. Allah-u Teâlâ’nın emriyle kıble Kâ’be’ye doğru oldu.”

-“Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in KIBLE Kâ’be’i muazzamaya doğru kıldırdığı ilk namaz İKİNDİ NAMAZI idi. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) le namaz kılanlardan birisi mescid’den çıktı.”

Yolda giderken bir mescid’de cemaatle namaz kılanlara rastladı ki, onlar rükû’da idiler.

Onlara;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi veSellem) ile beraber Mekke’ye doğru namaz kıldığıma Allah için şehadet ederim.” Deyince, Namazlarını bozmadan oldukları gibi Kâ’be’i muazzama’ya döndüler.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Beyt-i Makdis’e doğru namaz kılarken Yahudilerle diğer ehl-i Kitab bundan hoşlanırlardı. Kıble değişip yüzünü Beyt-i şrife doğru döndürünce bunu beğenmediler.

Kıble değişmeden önce Mescid-i Aksa’ya doğru namaz kılıp, vefat eden kimseler vardı.

Bunlarla ilgili olarak Allah-u Teâlâ;

-“Allah sizin imanınızı (yani ibadetinizi) boşa çıkarmaz.” Ayet-i kerimesini indirdi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Biat-i Rıdvan’ın yapıldığı yer (Hudeybiye kuyusu)

Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu)- 3

Hazret-i Berâ (r.a.) Uhud harbinde meydana gelen bir hadiseyi şöyle naklediyor;

-“Uhud harbinde Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e yüzü zırh ile örtülü bir kişi gelerek;

-“Ya Resulallah! Şimdi harb edeyim de sonra mı Müslüman olayım, yoksa hemen mi Müslüman olayım?” diye sordu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Önce Müslüman ol, sonra HARB et.” Buyurdu.

-“Sonra harbe girerek çeşitli kahramanlıklar gösterdikten sonra şehid oldu.”

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Az iş yaptı, fakat çok sevab kazandı.” Buyurdu.

Medine’nin etrafına harb için HENDEK kazılırken Hazret-i Berâ (r.a.), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) halini şöyle anlatır;

-“Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) i HENDEK kazıldığı esnada bizimle birlikte toprak taşırken gördüm. Kucağında taşıdığı toprak mübarek karnının beyazlığını örtmüştü.

-“Bu sırada Hazret-i Abdullah bn Revâha veya Âmir bin Ekva (r.a.) ın bir şiirini söyliyordu.”

-“Ya Rabbi! Sen bize hidayet etmemiş ve doğru yolu gösterip bize rahmet etmemiş olsaydın, biz muhakkak delalette kalırdık.”

-“Üzerimize hücum eden kafirler, sakındığımız fitne ve fesadı bize ulaştırmak istedikleri ve bizimle karşılaştıkları zaman, sen bizim kalblerimize sabır ve rahatlık ver, bizi onlara karşı GÜÇLÜ yap.”

Yine Hazret-i Berâ (r.a.) Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in Hudeybiye’deki Mu’cizesi ile ilgili olarak şöyle bildiriyor;

-“Hudeybiye’de bir KUYU VARDIR. Biz buraya gelince kuyunun suyu tamamen çekerek bir damla su bırakmamıştık. Bu hal, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) a arz edilince KUYUNUN YANINA GELİP KENARINA OTURDU. Sonra içinde biraz su bulunan bir kab istedi. Getirilen su ile abdest aldı. Sonra ağzını çalkaladı, yavaşça DUÂ EDİP, abdest ve çalkantı suyunu kuyuya döktü. Kuyu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın emri ile kısa bir müddet bu halde bıraktık.”

Hazret-i Berâ bin Âzib (r.a.) sözlerine şöyle devam etti;

-“Bundan sonra kuyuda istediğimiz kadar su hasıl oldu. Biz ve hayvanlarımz Hudeybiye’den gidinceye kadar suya kandık.” Buyurmaktadır.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Biat-ı Rıdvan’ın yapıldığı yer (Hudeybiye)

Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu)- 4

Hazret-i Berâ (r.a.) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın hilye-i seâdetleri (dış görünüşü) hakkında;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mübarek yüzü bütün insanların yüzlerinden daha güzeldi. Ahlak ve yaradılış itibariyle de insanların en güzeli idi. Çok uzun boylu olmayıp kısa dahi değil idi. Uzun ile kısa arası bir boyda yaratılmıştı. İki omzunun arası (yani mübarek göğsü) geniş idi. Kulaklarının yumuşağına kadar inen gür saçı vardı.”

Hazret-i Berâ bin Âzib (r.a.) anlatır;

-“Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) i kırmızı ve yeşil çizgili bir elbise içinde görmüştüm. Kesin olarak derim ki; GÜZELLİKTE O’NA DENK OLABİLECEK HİÇ BİR KİMSE GÖRMEDİM.

Ve;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in mübarek yüzü AY GİBİ NURLU İDİ.” Buyuruyor.

Hazret-i Berâ bin Âzid (r.a.);

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatsı namazımnda “TİN SÛRESİNİ” Okurken dinledim. Daha önce ondan güzel sesli hiçbir kimseyi dinlememiştim.” Diyerek

Peygamberimiz (s.a.v.) in Kur’an-i Kerim okurken bütün insanlardan daha güzel sesle okuduğunu bildiriyor.

Hazret-i Berâ bin Âzib (r.a.) in rivayet etiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın Hazret-i Hasan bin Ali (r.anhüm) yi omzuna alarak;

-“Ya Rabbi! Ben bunu seviyorum, sen de O’nu sev!” diye duâ ettiğini gördüm.

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdular ki;

-“Ensar kıymetli ve mübarek insanlardır. Onları ancak, Mü’min olan sever ve şüphesiz münafık olan da onlara düşmanlık eder. KİM Ensar’ı severse Allah-u Teâlâ da Onu sever; KİM de Ensar’a düşmanlık eder, sevmezse, Allah-u Teâlâ da ona düşmanlık eder.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdular ki;

-“Selâmi yayınız, Selamet bulursunuz.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyumayı istediği zaman elini sağ yanağının altına koyup yatarak şöyle duâ ederdi;

-“Ey Allahım! Kullarını hesap için toplayacağın kıyamet gününde beni azâbından koru!”

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Biat-i Rıdvan’ın yapıldığı yer Hudeybiye-şemise cami-i)

Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu)- 5

Hazret-i Berâ bin Âzib (r.a.) anlatır;

-“Birgün Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber Ensar’dan bir zatın cenazesine gitmiştik. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mübarek başı öne eğik olarak mezarın başına oturarak üç defa;

-“Ya Rabbi! Kabir azabından sana sığınırım.” Buyurduktan sonra,

Şunları anlattı;

-“Mü’min öleceği zaman Allah-u Teâlâ, yanlarında kefen ve güzel koku bulunan, yüzleri güneş gibi parlayan Melekleri gönderir. Onlar bu Mü’mini göreceği bir yerde beklerler. Ruhunu teslim ettiği zaman YER İLE GÖK ARASINDAKİ ve göklerdeki bütün melekler onun için İSTİĞFAR edip, Allah-u Teâlâ’dan onun günahlarını affetmesi için duâ ederler. GÖKLERİN BÜTÜN KAPILARI kendisi için açılır, her kapı kendisinden geçmesini ister. Ruhu Allah-u Teâlâ’nın huzuruna çıktığı zaman;”

Melekler;

-“Ya Rabbi! Bu filan kulunun ruhudur.” Derler.

Allah-u Teâlâ (c.c.);

-“O’nu geri çevirin ve onun için hazırladığım mükafat ve ihsanları kendisine gösterin. Çünkü ben vaat ettim.

(-“Sizi topraktan yarattım ve tekrar toprak yapacağım,      t e k r a r   t o p r a k t a n   ç ı k a r a c a ğ ı m .” Taha suresi Ayet; 55;”) Ruh kabrine döner ve hatta kendisini defnedip dağılanların ayak seslerini dahi duyar.”

-“Melekler son bir sıkıntı olarak onu iyice sıkıştırıp;

-“Rabbim Allah, Dinim İslam ve Peygamberim Hazret-i Muhammed (s.a.v.) der.”

Bu cevabı verince meleklerden birisi;

-“Doğru söyledin.”Der. İşte bu, Allah-u Teâlâ’nın (-“ Allah iman edenlere dünya ve ahiret hayatında o kararlı sözlerinde daima sebât ihsan eder.” İbrahim Surei Ayet 27” Buyurduğu sözün manasıdır.”

Sonra;

-“Karşısına yüzü elbisesi, kokusu güzel birisi gelir.”

Ve;

-“Ni’metleri devamlı Allah-u Teâlâ’nın Cennet ve rahmeti ile sana müjdeler olsun.” Der.

Mü’min kimse;

-“Allah sana hayırlı karşılıklar versin, sen kimsin?”Diye sorar.

O kimse;

-“Ben senin dünyadaki İYİ AMELLERİNİM. Sen daima Allah’a ibadet etmek için koşar, isyana ise tembellik edip yaklaşmazdın. Bunun için Allah-u Teâlâ seni HAYIRLI, GÜZEL Nİ’METLERLE MÜKAFATLANDIRDI.”

Bundan sonra birisi;

-“Buna Cennetten bir köşk getirin ve CENNETTEN KABRİNE BİR KAPI AÇIN.”der. Bir döşek getirilir ve Cennet’e doğru bir kapı açılır.

O mü’min de;

-“Ya Rabbi! Kıyameti çabuk getir de biran öce âileme, çocuklarıma kavuşayım.” Der.

-“Kafir ise;

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Seb-ül Mesacid Mezarlığı (Hendek)

Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu)- 6

-“Kafir ise; o da dünyadan alakasını kesip öleceği zaman, çirkin suratlı, şiddetli azab yapan melekler, ateşten elbise ve katrandan gömleklerle karşısında dururlar. Ruhu çıkacağı zaman yer ve gökteki bütün melekler kendisine la’net ederler. Göklerin kapıları kapanarak hiçbir kapı onun habis kötü ruhunun kendisinden geçmesini istemez. Böylece rûhu geri döndürülür.”

Melekler;

-“Ya Rabbi! Bu falan kulunun ruhudur, yerler ve gökler bunu kabul etmiyorlar.” Dedikleri zaman,

Allah’u Teâlâ;

-“Onu geri çevirin ve ona hazırladığım büyük azabı gösterin.

-“Çünkü ona da;” (-“Sizi topraktan yarattım, yine toprağa iade edeceğim ve tekrar topraktan çıkaracağım.”) Diye va’dettim.”

-“Sonra ruhu mezarına götürülür. Hatta mezarının yanından dağılmakta olanların ayak seslerini de işitir.”

Ona da;

-“Rabbin kim ve dinin nedir?” sualını sorarlar.

O kafir kimse de;

-“Bilmiyorum.” Der.

Melekler de;

-“Evet bilmezsin.” Derler.

-“Bundan sonra çirkin elbiseli, pis kokulu ve vahşi yüzlü birisi gelip karşısına dikilerek;”

-“Allah’ın gababı ve sonsuz azabı sana müjde olsun.” Der.

Adam;

-“Allah senin de cezanı versin, sen kimsin?” Diye sorunca

Onun yanına gelen kimse;

-“Ben senin dünyada iken yaptığın çirkin amelinim. Sen kötülüğe, Allah-u Teâlâ’ya isyana koşa koşa giderdin, fakat ibadet ve taata gevşek davranır, yapmazdın. İşte bugün Allah-u Teâlâ kötülüğünün ve küfrünün cezasını sana çektirecek.”

Cevabını verir.

-“Sonra gözleri görmeyen, konuşamayan ve kulakları duymayan bir melek onu yakalar. Onun işi demirden bir tokmak hazırlanır. BÜTÜN İNSANLAR VE CİNLER TOPLANSALAR ONU YERİNDEN KALDIRAMAZLAR. Hatta dağlara vurulsa, kül ve toprak haline getirir. Bununla kendisine bir kere vurulduğu zaman parçalanır, kül haline gelir. Tekrar dirilir ve alnına öyle bir şiddetle vurulur ki, insan ve cinden başka yeryüzündeki bütün mahluklar onun bağırmasını işitirler.”

Sonra bir Melek;

-“Buna ateşten iki demir levha getirin ve mezarından da Cehenneme doğru bir kapı açın.” Diye seslenir.”

-“Hemen onun kabrine ateşten iki demir levha döşenir ve Cehennemden de bir kapı açılır.”

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Sevr dağı (Mekke-i Mükerreme)

Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu)- 7

Berâ bin Âzib (r.a.) anlatıyor;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) a abdest alırken Selam verdim. Abdestini bitirdikten sonra selamımı aldı. Elini uzatarak benimle müsafeha etti.”

Ben de Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e;

-“Ya Resulallah, bu Arap olmayanların adeti değil midir?” diye sordum.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Müslümanlar birbirleriyle karşılaştıkları zaman müsafeha ederlerse günahları dökülür.” Buyurdu.

Berâ bin Âzib (r.a.) anlatıyor;

-“Namaz kılmak için ayağa kalktığımız zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) saflar arasında dolaşır, elleri ile göğüslerimize veya sırtlarımıza dokunur, safları düzeltir,”

-“Sonra;”

-“Saflarınız bozuk olmasın, sonra o bozukluk kalblerinize de girer.” Buyururdu.”

Berâ bin Âzib (r.a.) anlatıyor;

Bir köylü, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) a gelip;

-“Ya Resulallah! Beni Cennete götürecek bir ameli bana öğret.” Deyince,

Peygambr Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

-“Aç kimseleri doyur, susuz olana su ver, Emr-i ma’ruf ve nehy-i münker yap, yani Allah-u Teâlâ’nın emirlerini, iyi amelleri insanlara öğret, haram ve yasak olan kötü şeyleri de insanlardan men’et. Bunlara gücün yetmezse hayırlı, güzel olmayan sözlerden dilini sakındır.” Buyurdu.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kurban bayramı hutbesinde şöyle buyurdu;

-“Bu günümüzde bizim yapacağımız ilk şey, namaz kılmaktır. Bundan sonra evlerinize dönüp, kurban kesmektir. Her kim böyle yaparsa sünnetimize uygun iş yapmış olur.”

Bir gün Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hazret-i Berâ (r.a.) ya duâ öğretti.

Hazret-i Berâ (r.a.), duâ’yı tekrarlarken;

-“ ‘Nebiyyeke’ yerine ‘Resulike’ okuyunca

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Hayır (Resulike) deme, (Nebiyyike) diyerek oku.” Buyurdu.

Böylece duâ’nın değişirilmesine müsaade etmedi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Biat-i Rıdvan’ın yapıldığı yer (Hudeybiye)

Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu)- 8

Hazret-i Berâ bin Âzib (r.a.) Hudeybiye andlaşmasını şu şekilde anlatıyor;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hicretin altıncı senesinde Zilka’de ayında Umre yapmak için Mekke’ye gitmişti. Fakat müşrikler Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in Mekke’ye girmesine mâni olmuşlardı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlarla ERTESİ SENE MEKKE’DE UMRE İÇİN ÜÇ GÜN KALMAK ŞARTI İLE Hudeybiye’de bir andlaşma yaptı.”

Müslümanlar andlaşma kağıdını Haret-i Ali bin Eb-i Talib (r.a.) e;

-“Bu andlaşma, Muhammed Resulullah (s.a.v.) tarafından barış yapılan maddeleri ihtiva etmektedir.” Şeklinde

Peygamberimiz (s.a.v.) in ‘Resulullah’ Ünvanını yazdırmişlardı.”

Müşrik heyetinde bulunanlar Resul-i Ekrem (s.a.v.) e;

-“Biz senin Peygambrliğini kabul etmiyoruz. Eğer seni Resulullah (s.a.v.) olarak tanıyıp tasdik etmiş olsaydık, senin Mekke’ye girmene mani olmazdık. Sen sadece Abdullah’ın oğlu Muhammed’sin” dediler.

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) da bunlara karşılık;

-“Beni yalanlasanız da Ben Resulullahım, Muhammed bin Abdullah’ım (s.a.v.)” buyurdu.

Bundan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hazret-i Ali (r.a.) ye;

-“Resulullah (s.a.v.) kelimesini sil!” buyurdu.

Hazret-i Ali (r.a.);

-“Allah-u Teâlâ’ya yemin ederim ki, ben senin Resulullah (s.a.v.) ünvanını silmem.” Dedi.

Bunun üzerine Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) andlaşma yazısını alarak;

-“Bu andlaşma Muhammed bin Abdullah tarafından barış yapılan şu maddeleri ihtiva eder.” Diye yazıldı.

Bu maddeler;

-“Mekke’ye silahla girilmeyecek, ancak kılıfı içinde getirilebilecek, mekke’lilerden bir kimse Muhammed (s.a.v.) e tabi olmak isterse (Müslüman olursa), mekke’den çıkıp Medine’ye gidemiyecek ve Muhamnmed (s.a.v.) in Eshabından birisi Mekke’de kalmak isterse buna mani olunmayacaktır.”

-“Ertesi sene Resulullah (s.a.v.) Mekke’ye Umre yapmak için geldi. Andlaşmada belirtilen üç gün biterken,”

Müşrikler Hazret-i Ali (r.a.) ye gelerek;

-“Andlaşma müddeti geçti. Şimdi Peygamber (s.a.v.) ine söyle de Mekke’den çıksın!” dediler.

-“Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de üç gün tamamlanınca Eshab-i Kiram ile beraber Mekke’den ayrıldılar.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Berâ bin Âzib (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu