‘Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)’ olarak etiketlenmiş yazılar

14- Fuad Yusufoğlu Seyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek kabirleri

Seyyid Emir Külâl Radiyallah-u anhu’nun mübarek kabirleri

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu);

Evliyanın büyüklerinden. İnsanları Hakka da’vet eden, doğru yolu göstererek saâdete kavuşturan ve kendilerine “Silsile-i âliye” denilen büyük âlim ve velilerin “ondördüncüsüdür.”

Hazret-i Hüseyin (r.a.) soyundan olup, seyyid’dir. Evliyanın meşhurlerinden olan Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.) nin talebesi ve Behâeddin-i Buhâri Nakşibend hazretleri (r.a.) nin hocasıdır.

Çömlekçilik yaptığı için “Külâl” ismiyle meşhur olmuştur.

Buhârâ’nın Sûhâri kasabasında doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. 722 (M. 1370) senesinde Sûhâri’de vefat etti. Kabri oradadır.

Büyük bir âlim ve mürşid-i kâmil olup, her anını İslamiyete uygun olarak geçirirdi. Pek çok kimse onun sohbetlerinde ve derslerinde kemâle ulaşmıştır. Onun üstün hallerini gösteren çok menkıbeleri vardır.

Annesi şöyle anltmıştır;

-“Emir Külâl (r.a.) e hâmile iken, şüpheli bir lokma yesem, karın ağrısına tutulurdum. O lokmayı mi’demden geri çıkarmadıkça karın ağrısından kurtulamazdım. Bu hâl üç defa başıma gelince, çok temiz ve hayırlı bir çocuğa hâmile olduğumu anladım. Bunun üzerine yediğim lokmaların helâl’den olmasına çok dikkat edip, ihtiyatlı davrandım.”

Babası Seyyid Hamza (r.a.) Medine’den gelip, Buhârâ’nın Efşene köyüne yerleşmişti.

Salih bir zat idi.

Bir def’asında, zamanın en meşhur evliyası Seyyid Atâ (r.a.), yanında zamanın meşhur zatlarıyla büyük bir cemâat hâlinde, Emir Külâl hazretler (r.a.) nin babası Seyyid Hamza (r.a.) nın bulunduğu köyden geçiyordu. Bu yolculuğu sırasında tanışıp dost oldular.

Bundan sonra Seyyid Atâ (r.a.) nın her ne zaman oraya yolu düşse, önce doğruca Seyyid Hamza (r.a.) nın evine gider, başkalarıyla daha sonra görüşürdü.

Yine bir defasında Efşene köyüne uğramış ve Seyyid Hamza (r.a.) nin yalına gelmişti. Bu gelişinde ona bir müjde verip, şöyle demiştir.

-“Ey Kardeşim! Allah-u Teâlâ sana öyle bir evlat verecek ki, şanı pek yüce olacak. Cihan baştan başa onun hizmetine girecektir. Bu çocuğun doğduğu zaman, ismini Emir külâl koy.”

Aradan yıllar geçti. Seyyid Hamza (r.a.) nın bir oğlu oldu. Seyyid Atâ (r.a.) işareti üzerine, ismini “Emir” koydu. Sonradan çömlekçilik ile uğraştığı için de “külâl” ismi ile de meşhur olmuştur.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14  Fuad Yusufoğlu Seyyid Emir Külâl hazretleri türbeleri

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) inşaat halindeki mübarek türbeleri

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 2

Seyyid Atâ (r.a.) yine Efşene köyüne gelmişti. Bu sırada Seyyid Emir Külâl (r.a.) dört-beş yaşlarına girmişti. Seyyid Atâ hazretleri (r.a.), Efşene köyüne geldiği sırada, çocuklardan bir kısmı sokakta oynuyor, Emir Külâl de oyuna karışmadan kenarda duruyordu.

Seyyid Atâ (r.a.) yi görünce, koşup yanına geldi. O da elinden tutup, beraberce eve gittiler. Evlerine varınca, Seyyid Atâ (r.a.) onu yanına oturtup, kendi sarığını ikiye bölüp, bir kısmını da Seyyid Emir Külâl’in başına sardı.

Ona teveccüh ve himmette bulunup, çok duâ etti. Duâ’sı ve himmeti bereketiyle, tasavvuf hallerinden ve mertebelerden çok ni’metlere kavuşturdu.

Sonra da;

-“Emir Külâl’ın öyle derecelere kavuşacağını müşahade ediyorum ki, onun derecesi, benim derecemden “üstün” olacak.” Buyurdu.

Böylece Emir Külâl (r.a.), henüz küçük yaşında büyük bir evliyanın teveccühüne ve duâsına kavuşmakla şereflendi ve bu saâdetle büyüdü.

Emir Külâl (r.a.) ilk gençlik yıllarında onbeş yaşlarında iken güreşmeye heves etmiş ve bu işle meşgül olmaya başlamıştı.

Birgün güreş meydanına çıkıp dönerken, seyircilerden birinin kalbine şöyle gelir;

-Bu Seyyid çocuk, güreş ile meşgül oluyor, halbuki böyle bir halde bulunmak, kendisinin yüksek değerine ve seyyidlik şerefine uygun değildir.”

Kalbine bu düşüncenin gelmesiyle, oturduğu yerde uyur; ruyada görür ki, kıyamet kopmuş ve kendisi göğsüne kadar bir bataklığa batmıştı. Çıkmaya gücü yoktu. Fakat öteden Emir Külâl hazretleri (r.a.) gelip, elleriyle onu pazusundan tutup, bataklıktan çıkarır. Sonra uykudan uyanınca, görür ki, güreş bitmiştir.

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) Ona dönüp;

-“Senin ru’yanda gördüğün gün için “pehlivanlık” ediyorum. Senin gibi çamura ve bataklığa batmış olanları kuvvet ve himmetle kurtarırım.” Buyurmuştur.

O zat, Emir Külâl hazretleri (r.a.) in ellerine kapanıp tövbe ve istiğfar etmiştir.

Yine gençlik yıllarında birgün, er meydanında güreş tutmakta ve büyük bir kalabalık da onu seyretmekte idi. Zamanın büyük âlimi ve mürşid-i kâmili olan Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.), o güreşirken tam oradan geçmekte idi. Orada durup, uzun müddet ayakta o’nu seyretti.

Yanında bulunan talabeleri onu seyretmesine şaşıp, kendi kendilerine;

-“Acaba bu işle meşgül olanları seyrtemesinin sebebi nedir?” diuye düşündüler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14- Fuad Yusufoğlu Seyyid Emir Külâl hazretleri

Seyyid Emir Külâl hazretleri inşaat halindeki mübarek türbeleri

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 3

Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.), yanında bulunan talabelerinin kalblerinden geçeni anlayıp buyurdu ki;

-”Çok kimse onun sohbetinin bereketiyle evliyalık konaklarının üstün mertebelerine kavuşacaktır. O’nu bulunduğumuz yola bağlamak istiyorum.”

Onlar böyle konuşurken, Emir Külâl (r.a.) in gözleri Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) ye takıldı. Onu görür görmez, birdenbire kalbı ona tutulup değişiverdi.

Hemen koşup yanına yaklaştı. Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri(r.a.) nin ellerine kapandı. O güne kadar yaptığı bütün hata ve günahlardan eövbe etti ve Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) ye ”sadık” bir talebe oldu.

Bundan sonra, hayatında yeni ve bambaşka bir safha başlamıştı. Hocasının sohbetinden ve hizmetinden hiç ayrılmadı. Yirmi sene sohbetine ve derslerine devam etti.

Her hafta Pazartesi ve Perşembe günleri, Sûhari’den beş fersah (30 km. kadar) uzakta bulunan ve hocasının ikâmet etmekte olduğu Semmâs’a gider gelirdi. Hocasına olan bağlılığı, temizliği, gayreti, ilme olan arzu ve isteği kısa zamanda olgunlaştırdı.

Hocasının derslerinde ve sohbetlerinde kemâle ulaştı. İnsanlara doğru yolu gösteren kıymetli bir rehber oldu. Hocası Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) nin vefatından sonra, onun yerine geçip, irşad vazifesi yaptı.

İnsanların İslâm ahlakı ile ahlaklanmasını, kalbin ve ruhun kötü huylardan kurtulmasını, Allah rızası için güzel iş ve ibadet yapmayı sağlıyan ve bu iş için lazım olan bilgileri öğreten tasavvuf ilminde çok talebe yetiştirdi.

Nakledilir ki;

-“Bir defasında Mekke-i mükerreme’den ve Medine-i Münevvere’den tasavvuf ehli olan kimseler, bir cemâat halinde Buhâra’ya geldiler. Buhâra’da Sühâri köyüne gitmek istediklerini söyleyerek, bu köyü sordular.”

Bunun üzerine kendilerine;

-“Siz nereden geliyorsunuz ve bu köyü niçin soruyorsunuz?” dediler.

Onlar da;

-“Mekke ve medine’den geldiklerini, Sûhari köyünü sormalarından maksadlarının orada ikamet etmekte olan Emir Külâl hazretleri (r.a.) ni ziyaret etmek ve onunla görüşmek olduğunu söylediler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14- Fuad Yusufoğlu  Seyyid Emir Külâl hazretleri mübarek türbeleri

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nın inşaat halindeki türbeleri

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 4

Buhâra’da görüştükleri kimseler, onlara;

-“Maalesef, Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) vefat etti.” Dediler.

Gelenler dediler ki;

-“Maden mübarek yüzünü görmek nasib olmadı, bari oğullarıyla görüşelim.”

Bu maksatla Sûhâri köyüne gittiler.

-“Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin oğulları, onlarla görüşüp sohbet etiler.”

Onlara;

-“Babamız Mekke Medine’ye hiç gitmemişti. Siz O’nu nereden tanıyorsunuz?” dediler.

Gelenler;

-“Biz de buralara hiç gelmedik. Fakat biz Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) ni Kâ’be’de gördük. İki-üç seneden beri hac mevsiminde bizimle beraber Kâ’be’yi tavaf ederdi. Mekke ve Medine’de pek çok kimse o’na biât edip talebe olmuştu. Fakat bu sene Kâ’be’ye gelmedi. Merak edip, o’na olan muhabetimiz ve hasretimiz sebebiyle görmeye gelmiştik, fakat nasib olmadı.” Dediler.

Böylece Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin, kerametle, her sene hac mevsiminde, bulunduğu beldenin halkı farkına varmadan Kâ’be’ye gittiği anlaşıldı.

-“Gelen ziyaretçiler, daha sonra Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin kabrini ziyaret edip, duâ ettiler. Sonra da oğlullarından müsâade alarak Sûhâri köyünden ayrıldılar.”

Nakledilir ki;

-“Birgün Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) sohbet ederken, kendisini bir hal kapladı. Bu sırada hac yapmakta olanların hallerini, nerede ve ne yapmakta olduklarını gördüklerini söyleyerek, anlatmaya başladı.”

Meclisinde bulunanlardan biri;

-“Kâ’be’yi nasıl görüp de anlatıyor? Kâbe buraya çok uzaktır.” Diye düşündü.

Biraz sonra Emir Külâl hazretleri (r.a.), böyle düşünen kimsenin yanına yaklaşıp, elinden tuttu,

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14- Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek türbeleri

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin inşaat halindeki türbeleri

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 5

Ve;

-“Gözlerini yum, başını kaldır, bak ne göreceksin?” buyurdu.

O da söylediği gibi yaptı.

-“Birden gözüne Kâ’be ve tavaf edenler göründü. Emir Külâl hazretleri (r.a.) de tavaf edenler arasında gördü. bunun üzerine adam hayretler içinde kalıp, Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin ellerine kapandı, yanlış düşüncelerden af diledi.”

Bundan sonra Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;

-”Ey cahil kimse, kendisinde bir şey olmazsa, başkasında da yok zaneder. Gönül aynası açılmadıkça da, hiçbir şeyi göremez, idrak edemez.”

O kimse tövbe edip, Salih ve makbul kimselerden oldu.

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) bir defasında, talabeleriyle birlikte evliyanın meşhurlarınden Hayrun Ata (r.a.) nın kabrini ziyarete gitmek için yola çıkmıştı. Yolun bir kısmını yürümüşlerdi ki, yolun ilerisinde bir heybetli arslan, ortaya çıkıp yolda durdu.

Arslanı gören talebeler endişelenip, huzursuz olmaya başladılar. Emir Külâl Hazretleri (r.a.) hiç aldırmadı. Arslanın yanına yalaşınca, yelesinden tutup yoldan çekip çıkardı ve kenara bıraktı.Talebeleri geçtiler.

Baktılar ki, arslan, Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne yaklaşıp, başını yere koyarak, saygı gösterir gibi haraketler yaptı. Sonra oradan uzaklaştılar.

Bu hali gören talebeleri;

-“Efendim, bu nasıl bir işdir?” diye sual ettiler.

Bunun üzerine Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;

-“Ey dostlarım, şunu biliniz ve dikkat ediniz ki, her kim gerçekten Allah-u Teâlâ’dan korkarsa, her şey ondan korkar, zarar vermez. Allah’tan korkmayan kimse, her şeyden korkar. Bir kimse, daima Allah-u Teâlâ’dan korkar bir halde olursa, Allah-u Teâlâ ona korkutucu bir şeyi musallat etmez. Hatta o kul, Allah’tan korkduğu için her şey ondan korkup çekinir.”

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.), hocası Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.) nin yanında, Semmâs’da bulunduğu sırada, orada oturan bir gurup insanla, başka bir köyden bir cemâat arasında anlaşmazlık çımıştı. İş kavgaya dökülüp, birinin dişi kırılmıştı. Dişi kırılan kimse ve taraftarları, kırılan dişin diyetini almak için hakime muracaat etmeye karar verdiler.

-“Fakat önce Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.) ye danışalım, kendi başımıza iş yapmayalım, ne buyurursa öyle yapalım.” Dediler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüzü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14- Seyyid Emir Külâl hazreleri radiyallah-u anhu'nın mübarek kabirleri

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek kabirleri

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 6

Doğruca Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) nin huzuruna gidip durumu arzettiler.

Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.);

-“Kırılan dişi verin.” Buyurdu.

Kırık dişi alıp, o sırada henüz yanında talabe olan Emir Külâl (r.a.) e verip;

-“Ey evladım, şu işi halet de, aralarındaki anlaşmazlık bitsin” buyurdu.

Emir Külâl (r.a.), kırık dişi alıp, evliyanın ruhaniyetini vesile kılıp, Allah-u Teâlâ’ya duâ ederek, kırık dişi yerine koydu. Hemen o anda, duâsı bereketiyle diş, eskisi gibi sağlam bir hale geldi.

Dişi kırılan kimse, bu hadise karşısında hayret edip, dişini kıranları şikayet etmekten vazgeçti.

Yanında bulunanlarla birlikte, yaptıklarına pişman olup, tövbe ettiler ve doğru yol üzere yürüyen Salih kimselerden oldular.

Nakledilir ki;

-“Bir köyde zamanın Salih zatlarden biri vefât edeceği sırada, cenaze namazını Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin kıldırmasını vasiyet etmişti. Fakat Emir Külâl (r.a.), uzak bir yerde bulunuyordu. O zat vefat edince, o beldenin âlimleri velileri toplandı. Emir Külâl (r.a.) in çağırılması için, bulunduğu yere bir kişi gönderelim.”dediler.

Bunun üzerine orada bulunan Şeyh Sûfi (r.a.);

-“Haberci göndermenize luzum yok, bu durum ona Allah-u Teâlâ’nın izni ile ma’lum olur ve buraya gelir.” Dedi.

Bu arada iki kişi gidip, haber vermek üzere hazırlanmıştı.

-“Tam gidecekleri sırada, Emir Külâl hazretleri (r.a.) aniden karşıdan gözüktü. Halk onu görünce, hemen karşılamaya koştular ve bu kerameti karşısında onu daha çok sevip bağlandılar.”

Bundan sonra Emir Külâl hazretleri (r.a.), vefat eden zatın cenaze namazını kıldırdı ve toplananlarla birlikte kabre götürüp defnettiler

-“Cenaze defn edildikten sonra, cemâat camide taoplandı. Cemâat çok kalabalık idi. Orada bulunan âlimler, bu iş için kedisine bir işaret ulaşıp, ulaşmadığını ve nasıl ma’lum olduğunu sordular.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14 Fuad Yusufoğlu Seyyid Emir Külâl hazretleri kabri şerifleri

Seyyid Emir Külâl hazretleri(r.a.)nin inşaat halinde iken mübarek kabirleri

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 7

Bunun üzerine Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;

-“Ey kardeşlerim, Resulullah Aleyhis selat-u ve selam buyurdu ki; (-“Kalb kalb’e karşıdır.” Yine Resulullah Aleyhisselat-ü ve selam buyurdu ki; (-“Mü’min, mü’minin aynasıdır.”) Yine Resulullah aleyhis selat-ü ve selam buyurdu ki; (-“Her kabdan içindeki sızar.”)

Emir Külâl hazretleri (r.a.) bunları söyledikten sonra, halk onun ma’rifet sahibi büyük bir evliya olduğunu anlayıp, kendi kendilerine;

-“Biz bu zatın büyüklüğünü bilmiyor muşuz?” dediler.

Aralarında bulunan âlimler, cemâate şöyle dediler;

-“Hadis-i kudsi’de buyuruldu ki; (-“Evliyam, kubbelerin altında gizlenmiştir. Onları başkaları bilemezler.”)

(Bu hadis-i şerif-i İslâm âlimleri şöyle açıklamışlardır;)

(- “Allah-u Teâlâ, evliya kullarını insanlık sıfatları ile gizlemiştir. Onlar, diğer insanlar gibi gözükürler. Herkes onları kendileri gibi zaneder tanıyamaz”)

Bundan sonra Emir Külâl hazretleri (r.a.), cemâatte bulunan o âlimlere;

-“Bu naklettiğiniz şeyleri Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem) böyle buyurmuştur.” Dedi.

Okunan hadis-i şerifleri tekrar okudu. Orada bulunanların hepsi işitti. Bu sırada cemâat içinde bulunan âlimlerden Mevlânâ Taceddin (r.a.), Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne, kendisini talabeliğe ve hizmetkârlığa kabul etmesini söyledi.

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.);

-“O bizim vazifemiz değildir” buyurarak

-“Bari seni ma’nevi evlatlığa kabul edeyim.” Deyip, O’nu ma’nevi evlatlığa kabul etti. Öyle bir teveccühde bulundu ki, Mevlânâ Tâceddin (r.a.), hemen o anda ma’rifet ilmine kavuşup, maksadına ulaştı.

Nakledilir ki;

-“Kebş şehrinde Mevlânâ Celâleddin Kebş-i (r.a.) bir cemâatle oturmuş sohbet ediyorlardı. Tasavvuf ehlinden ve evliyanın kerametinden söz açılmıştı.”

Mevlânâ Celâleddin Kebş-i (r.a.);

-“Şimdi bizim zamanımızda böyle kerâmet ehli, dini İslâm’ın emirlerine tam uyup, Resulullah (s.a.v.) ın yolunda olan büyük bir evliya yok gibidir.” Dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14- Fuad Yusufoğlu Seyyid Emir Külâl hazretleri markadları

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 8

Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin talebelerinden biri, bu cemâat arasında idi. Bu zat Mevlânâ Celâleddin Kebş-i (r.a.) ye;

-“Bu zamanda sayılan sıfatlara ve üstünlüklere sahip bir zat vardır. Tasavvuf’ta o kadar yükselmiştir ki, bir göz açıp kapayacak kadar kısa bir zamanda içinde doğudan batıya dünyayı dolaşacak bir hal sahibidir.” Dedi.

Mevlânâ Celâleddin Kebşi (r.a.);

-“Ah şimdi böyle bir zat nerede bulunur?” deyince

O talebe;

-“Evet şimdi böyle bir zat vardır. O da benim hocam Seyyid Emir Külâl (r.a.) dir” dedi.

Bunun üzerine Mevlânâ Celâleddin Kebşi;

-“Bizi sohbetine kavuştur da, onun ayaklarının tozunu gözlerimizle sürme yapalım.” Dedi.

Talebe;

-“Sizin oraya kadar gitmenize lüzüm yok, eğer buraya teşrif etmesi için tam bir teveccüh yaparsanız, bir anda burada olur.” Dedi.

Bu söz üzerine, Mevlânâ Celâleddin Kebş-i hazretleri (r.a.) teveccüh edip, Allah-u Teâlâ’ya hâlis bir kalb ile duâ etti ki, içeride bulunan cemâat birdenbire ayağa kalktı. Çünkü Emir Külâl hazretleri (r.a.) çok uzakta olmasına rağmen, o meclise giriverdi.

Bu hale çok şaşırdılar

Mevlânâ Celâleddin Kebş-i (r.a.) Emir Külâl (r.a.) a;

-“Efendim, sizi bu hale kavuşturan şey nedir? Buraya bir anda teşrifiniz nasıl oldu?” diye sordu.

Bunun üzerine Emir Külâl hazretleri (r.a.), sohbete başlayıp buyurdu ki;

-“Bizi, sizin samimi arzunuz bu diyara getirdi. Bir kimse Allah-u Teâlâ’ya ihlas ile yalvarır, tam samimiyetle bir şey isterse, duâ ederse, Allah-u Teâlâ onu maksadına kavuşturur.”

Bu sırada Mevlânâ Celâleddin Kebş-i (r.a.);

-“Efendim, talebeniz ve hizmetçiniz olmakla şereflenmek istiyorum.” Dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14- Fuad Yusufoğlu Seyyid Emir Külâl hazretleri türbeleri

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 9

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) Ona;

-“Biz seni evlatlığa kabul ettik.” Buyurdu. Sonra ona teveccüh nazariyle bakıp, bir anda yüksek derecelere kavuşturdu.

Orada bulunanlar bu hali görüp;

-“Ey Mevlânâ Celâleddin, uzun zamandan beri uğraşıp ömür tükettin, fakat şimdi maksadına kavuştun.” Dediler.

Onların böyle söylemeleri üzerine, Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;

-“Siz kendi işinizi onun işiyle bir mi tutuyorsunuz? O, işini tamamlamış, yolları katetmiş ve vakti gelmiş, Sadece bizim bir işaretimize, teveccühümüze ihtiyacı kalmıştı.

Abdullah Ensari’nin oğlu Kutb-i Hirevi Câbir bin Abdullah (r.a.) buyurdu ki;

-“Rahmet bir anda gelir, fakat kalb, hazır ve uyanık olmaz.”

Bir kimse kendini riyazet sahrasında yorar (nefsine uymaz), ömrünü din ilmini öğrenmekle ve Muhammed Aleyhis selam’ın dinine uymakla geçirirse ve daha gençliğinde, ihtiyarlıkta yapılacak güzel işleri yaparsa, ihtiyarlığında bu güzel amellerinin faydasından mahrum kalmaz.

Allah, mülkü dilediğine verir. İlim ehlinden, dilleri âlim olan çoktur. Fakat kalbleri âlim değildir. Böyle olanlar, Allah adamı olan büyüklerin teveccüh nazarlarına müstehak değildirler.

Kutb-ül-ârifin Mevlânâ Celâleddin Rûmi (r.a.) buyurmuştur ki;

Beyt;

-“Perde ardından güzel görünen çirkinlere ah!”
-”Dışarıdan güneş gibi olmalı, içerden de mâh.”

-”Âlim o kimselere denir ki;
-”Onlar Allah-u Teâlâ’yı, O’nun sıfatlarının sırları ile, kendine ihsan edildiği kadar bilendir.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Mert olan kimsenin, olduğu gibi gözüken kimse,” olduğunu bildirmiştir.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14- Seyyid Emir Külâl hazretleri radiyallah-u anhu'nın mübarek kabirleri

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) mübarek markadları

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 10

Meşhurdur ki;

Bâyezid-i Bistâmi Hazretleri (Kuddise sirruh);

Kadınlara benzemeye özenen bir adamın süslenmekte olduğunu görünce, ondan yüz çevirdi.

O adam, Bâyezid-i Bistâmi (k.s.) nin kendisinden yüz çevirdiğini görünce.

Dedi ki;

-“Ey büyük zât ve Hak yolunun seçilmişi, ben gördüğüm gibiyim, siz de gördüğünüz gibisiniz.”

Büyüklerden birine;

-“Ârif kimdir?” diye soruldu.

Cevaben;

-“Âlimler o kimselerdir ki, ilimleri amellerinden çoktur, Ârifler ise, o kimselerdir ki, amelleri çoktur, ilimlerini aşmıştır. Bütün ilimlerden maksad, Allah-u Teâlâ’yı tanımaktır. Bu da ilim ile, amel etmekle olur. Âlim ilmiyle amel edip, ilmini Allah-u Teâlâ’yı tanımaya sarf eder. Allah-u Teâlâ’yı tanımanın alâmeti, zahiren ve batınen Allah-u Teâlâ’dan korkmaktır. Her işin başı Allah korkusudur.”

Allah-u Teâlâ hazretleri meâlen buyurdu ki;

-“Allah’tan ancak âlim olan kulları korkar.” (Fatır suresi 28.ayeti kerime)

-“Allah’tan korkan, cennete kavuşur. Cennet Allah-u Teâlâ’dan korkup, Salih amel işleyenler içindir. Korkup çekinen, kurtulmuştur. Her kim ki korkup, “temkinli” davranırsa, her maksadına ulaşmıştır. Bütün kitabları okuyup ezberlemiş olsan, fakat ilminle amel etmezsen, ilmin sana mahcubiyetten başka bir şey kazandırmaz.”

-“Faydalı ilim odur ki; İnsanı Allah-u Teâlâ’ya bağlayıp, her şeyi bıraktıran ve nefsin hevâ ve hevesinden uzak tutandır.”

Abdulhalık Goncdüvan-i hazretleri (r.a.) şöyle vasiyet etmiştir;

-“Cahil tarikatçılardan uzak durunuz. Onlar, din düşmanı ve Müslümanların yollarını kesicidirler. Bunun için, Salih kimselerle görüşüp, yol kesicilerden uzak durmak lazımdır.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Önce arkadaş sonra yol.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu