Mektubat-ı Şah-ı Hazna (Radiyallah-u anhu) İkinci mektub;

23 Haziran 2008 Pazartesi

DSC01663  Fuad Yusufoğlu Girnavas mevki-i

Girnavas mevki-i (Nusaybin)


İkinci Mektub;

Açıkça Allah’a muhabbeti olan, onlarla iftihar edilen haslet, ülfiyet ve vefa sahibi öz kardeşim Molla Mustafa’ya, kalben yapılan (gizli) zikrin, diğer ibadetler gibi muayyen bir vaktı olmayıp belki bütün zaman ve hallerde yapılması matlub olduğu, şüphesiz zahiri ilimde olduğu gibi, bâtını ilimde çok çaba sarf edilmeden hasıl olmadığı, talib fırsat buldukça hemen matlûbuna çalışmasının lâzım olduğu ve bu konulara bnenzer mes’ele hakkındadır.

Allah’ın adıyla başlarım

Hamd, âlemlerin Rabbine mahsustur. Salât-ü selam Hatem El-Enbiya (Peygamberlerin sonuncusu) Muhammed’in, bütün âl ve ashabının üzerine olsun!

Sonra bu mektub, kölelerin en düşüğü Ahmed’den, övülen ahlak sahibi öz kardeşimedir. Allah, onu din ve dünyanın eziyetinden kurtarıp esenlikte bulundursun!

Ayrılık zamanı uzayınca bana gelmene bedel olsun diye bu mektubu yazdım. Kardeşim, Allah sübhanehuya zikr etmek süreksizdir. Hatta kul her zaman onu yapmakla emrolunmuştur. Diğer ibadetler ise, her birisinin ayrı ayrı özel olarak bir vakti var. O vakitten başka birisinde yapılması caiz değildir.

Hatta ibadetlerin en efdalı namaz olduğu halde, şüphesiz bazı vakitlerde kılınması caiz olmaz. Fakat kalben zikredilmesi bütün haletlerde kuldan istenilmektedir.

Allah-u Teâlâ Kur’an-i kerimde;

-“Sağ duyular o kimselerdir ki, ayakta iken, otururken ve yatarken (daima) Allah’ı anarlar.” Âl-i İmran suresi 191. ayet.

Aziz efendim.

Cüneyd el-Bağdadi (V. 298. H.) (kaddesallahü sirreh) nın halifesi olan Şibli (Rahmetullahi aleyh) Tasavvuf’a ilk başlaması zamanında, bir demet çubuğu yanına bırakır, her ne zaman kalbine Allah’ın zikrinden onu men eden bir gaflet haleti geldiği zaman, çubuklardan birisiyle kendini te’dip ederek kırılıncaya kadar kendini döverdi ve bu hali böylece devam ediyordu. Bir çok vakitlerde akşam olmadan çubuklar tükeniyordu.

Kalb ile (gizli) Allah’ı zikretmek müridlerin kılıcıdır. Peygamber (Salallahu aleyhi ve sellem) den bu hususta rivayet edilen hadis-i şerif’in manası şöyledir;

-“Ayılın! Emellerinizin en iyisinden derecenizin en yücesindeki amellerinizden, sadaka edilen altun ve gümüşten daha hayırlı olanından size haber vereyim mi?”

Sahabeler (Ridvanullahi teâlâ aleyhim);

-“Evet et Allah’ın Resulu.” Dediler.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Allah-u Teâlâ ve tekaddes hazretlerinin zikridir.” Diye buyurdu. (Râmuz El-Ehadise bakınız.)

Gizli zikrin sayılmayacak kadar faziletleri vardır.

Kardeşim! Anlayışlı kimse için, bu husus kendisine işareti kâfi iken, bu kadar açık ve çokça beyan durumu nasıl olur?

Kardeşim! Mürşidimiz Hazret (El-Şeyh Muhammed el-Diyaaddin) Allah bizi ve sizi onun sırlarıyla kutlayıp tâbileri arasında zümresiyle haşreylesin! Buyurdular ki;

Zahiri ilim tahsiline çok çalışmak ve şiddetli çaba sarf etmek lazım olduğu gibi, bâtımnı ilmin tahsili için dahi şiddetli bir cehd (çabalamak) lazımdır.

İmâm-i Rabbani (Kuddise sirruh) buyurmuşlar ki;

Kulun mevlası (Allah’ı) kendisinden razı olmadıkça, hayatında onun için ne gibi bir zevk ve safa olabilir. Cennetteki Allah’ın rızası cennetten daha iyi, Cehennemdeki Allah’ın gadabı cehennem ateşinden elem bakımından daha şerlidir. Öyle ise, akıllı kişi Allah’ın rızasına çalışması gerekir.

Ey kardeş! Mevlana Halid Zilcenaheyb (r.a.) den

-“Allah’ın manevi yoluında manevi sülük etmek ne vakitte tamam olur?” Diye sorulunca

Mevlana Halid zilcenaheyn (r.a.);

-“Beşikten mezara kadardır, ancak tarikatımız mahbub (sevgili) Allah yolunda ruhu feda etmektir.” Dedi.

Cizreli Molla Ahmed (Kuddise sirruh) demiş ki beyt;

-“Talibe fırsat gelince, Allah yolunda çalışmayıp da mehil vermesi haramdır. Benim için Nuh Aleyhis selam ömrü kadar ömürm yoktur. Öyle ise ey aşk şarabının dağıtıcısı bana doğru çabuk gel!”

Molla Ahmed El-Hanı de bir beytinde diyor ki;

-“Eğer senin bir maksadın olsa, acele olarak ona çalışman lazımdır. Hususen bir mabudun, (kendisine ibadet edeceğin bir zat) olsa daima emrine koş!”

Yine Cizreli Molla Ahmed (k.s.) bir beytinde;

-“Öldürülmem ile hayatta kalmam işi emir ve fermanına bağlıdır. Ahmed ise, zaif bir kölen olup kölelerin arasında bulunmakmaktadır.”

Bundan sonra, size, faki haciya ve ev halkınıza selâm edip size ve ailenize dua ederek, size ve onlara Allah’tan korkmak ve ona itaat etmekle tavsiye ederim.

Allah, efendimiz Muhammed (s.a.v.) in, bütün âl, sahabe ve zevcelerinin üzerine salat-ü selam eylesin!

 

Kaynak;(Şah-i Hazna (r.a.) mektubatları)

Derleyen; Alâaddin El-Haznevi (Kadasallah-ü sirreh)

Devam edecek…

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Şah-ı Hazna hazretlerinin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

“Mektubat-ı Şah-ı Hazna (Radiyallah-u anhu) İkinci mektub;” için 1 Yorum

  1. Mektubat-ı şah-ı hazne (kadasallah-ü sirreh) birinci mektub; | Haznevi Ailesi diyor ki:

    [...] MÜRŞİTLERİ « Şah-i Hazne (Küddise sirreh) nın halifeleri Mektubat-ı şah-ı hazne (kadasallah-u sirreh) İkinci mektub; [...]

Yorum Yapın