‘Eshab-i kiram’ olarak etiketlenmiş yazılar

 

Âişe-i Sıddıka (r.anha) nın inşa ettiği mescid (Çok eski resim) Ten’im

Hazret-i Aişe-i Sıddıka (Radiyallah-u anha) – 16

Resul-i Ekrem efendimiz (s.a.v.) den 2210 (İkibin ikiyüz on ) hadisi şerif rivayet etmiştir. Kendisinden de eshab ve tabiin’den birçokları hadis-i şerif nakletmişlerdir.

Hazret-i Âişe (r.anha) nın ilmini en ziyade neşreden hemişresi Esma (r.anha) nın oğlu Urve İbnü’z-Zübeyr ve biradezadesi Kasım Bin Muhammed bin Ebû Bekir (rıdvanıllahi teâlâ alyhim ecmain) dır.

Ahmed ibni Hanbel (r.a.), “Müsned” inde Hazret-, Âişe (r.anha) nın hadislrini (253) sahife içinde toplamıştır. Sahih hadis kitabları Hazret-i Âişe (r.anha) nın fetveleri ile doludur. Dini meselelerin hallinde önce Kur’an-i kerim’e sonra hadis-i şeriflere başvurur, daha sonra da naslardan (ayet ve hadis çıkan ahkama kıyas ederek) ictihad ederdi.

O devrin belli başlı âlimlerinen ve “fukaha-i seb’a” dan biridir. (Fukah-i eb’a, yedi fıkıh âlimi demektir ki, bunlar; Hazret-i Ömer (r.a.), Hazret-i Ali (r.a.), İbn-i Mes’ud (r.a.), Zeyd bin Sabit (r.a.), Hazret-i Âişe (r.anha)i Abdullah ibn-i Abbas (r.a.), veAbdullah ibn-i Ömer (r.a.) dır

Fıkıh ve ictihadda, görüşü keskin ve kuvvetli idi. Fıkıh ilminin kurucularındandır. İslam Dininde pek yüksek makam sahibi olup, hadis ve fıkıh âlimlerince takdir ve sitayişle anılanların başında gelmektedir.

Tabiinden Mesruk (r.a.) a soruldu;

-”Hazret-i Âişe (r.anha) Feraiz ilminden bir şeyler bilirmiydi?”

Mesruk (r.a.); Buyurdu ki;

-“Allah’a yemin ederim ki, Eshab-i Kiram(r.a.) in ileri gelenlerinden bir çoğu gelir Hazret-i Âişe (r.anha) den feraize ait şeyler sorar ve öğrenirlerdi.

İmâm-i Zühri (r.a.);

-“Eğer zamanının bütün âlimleri ve Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in diğer zevcelerinin ilmi, bir araya toplansa, Hazret-i Âişe (r.anha) nin ilmi yine çok olurdu.” Buyurdu.

Ebû Mûs’el Eş’ari (r.a.) buyurdu ki;

-“Bizler (Eshab-i kiram) müşkül bir mes’ele ile karşılaşınca gider Hazret-i Âişe (r.anha) ye sorardık.Hazret-i Âişe (r.anha) nın ilmi pek çoktu.”

Urve bin Zübeyr (r.a);

-“Ne fıkıhda, ne tıbda, ne şiirde Hazret-i Âişe (r.anha) den daha çok ilmi bulunan kimse yoktu.” Buyurmuştur.

Devam edecek…

İslâm âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Âişe-i Sıddıka radiyallahu anha’nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kâ’be-i Şerif (Eski resim)

Hazret-i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha);

Peygamber efendimizin muhterem hanımlarından biri. Beni Mustalak kabilesi reisi Hâris bin Dirar’ın kızıdır. Nesebi (silsilesi), Cüveyriyye binti Haris bin Ebi Dırar bir Hubeyd bin Cudeyme el-Mustalakı olduğu gibi bu silsilenin devamı olarak, bin Âmr ibni Rebiâ bin Harise bin Âmr el-Muzaiyye el-Mustalikiyye’dir.

Hicretin beşinci yılında (m. 626) yapılan Beni Mustalak veya (Beni Mureysi) gazvesinde esir alınmıştı. Bu gazvede babası kaçarak canını kurtarmış, fakat kızı ve kabilesinden 600 kişi esir düşmüştü. Esirlerin taksiminde Cüveyriyye (r.anha) Hazret-i Sabit bin Kays’a düştü.

Hazret-i Cüveyriyye (r.anha), Sabit bin kays (r.a.) tarafından satılığa çıkarıldığında babası Haris kızını almak için bir sürü deve getirdi. Bunların içinde çok iyi cins olan iki deveye kıyamayıp, şehir dışında sakladı. Haris, Resul-i Ekrem (s.a.v.) in huzuruna geldiğinde,

Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Falan yerde sakladığın iki deveyi getir.” Buyurdu.

Haris bu durumda çok şaşırdı.

-“Şehadet ederim ki, Allah’tan başka tapılacak kulluk edecek hak bir mabud, ilah yoktur ve sen O’nun elçisisin. Allah-u Teâlâ’ya yemin ederim ki, Allah’tan başka kimsenin bundan haberi yok idi.” Dedi.

Böylece ve kabilesinden birçok insanla beraber Müslüman oldu. Resulullah (s.a.v.) develeri alip, Harise kızını geri verdi. Babası, ağabeyleri ve kabilesinden birçok insandan sonra Cüveyriyye (r.anha) Müslüman oldu.

Yirmi yaşlarında Müslüman olan Cüveyriyye (r.anha) Resulullah efendimiz (s.a.v.) babasından isteyip, kandilerine nikahladılar ve dörtyüz dirhem mehir takdir ettiler.

Resulullah (s.a.v.) O’nunla evlendikten sonra, Berr olan ismini Cüveyriyye’ye çevirdi. İslâm tarihinde de, bu isimle anılmaya başlandı.

Eshab-i kiram (aleyhimürrıdvan), Resulullah (s.a.v.) ın Cüveyriyye (r.anha) yi nikaladığını duyunca;

-“Biz Resulullah (s.a.v.) ın ailesinin, anamızın akrabalarını hizmetçi olarak kullanmaktan haya ederiz.” Dediler
Bu hal yüzlerce esirin azâd olmasına vesile oldu. Cüveyriyye (r.anha) bu hali söyliyerek her zaman öğünürdü.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret- i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

 

Medine-i Münevvere (Eski fotoğraf)

 

Hazret-i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha) – 2

Hatta denildi ki;

-“Cüveyriyye (r.anha) nin mehri bütün müstalak kabilesinin azâd edilmesi oldu.”

Bu ciheti takdir eden Âişe-İ Sıddıka (r.anha);

-“Ben Cüveyriyye (r.anha) kadar kavmına hayrı dokunan kadın görmedim. Mustalak oğullarından yüzlerce kişi Cüveyriyye sayesinde esirlikten kurtulmuştur.

Peygamber efendimiz (s.a.v.), evlenmelerinin hepsini Âişe (r.anha) yı Allah-u Teâlâ’nın emri ile nikahladıktan sonra yaptı. Bunlar dini, siyasi veya merhamet ve ihsan ederek yapılan evlenmelerdir. (Bakınız Muhammed aleyhisselam). Nitekim Cüveyriyye (r.anha) ile olan evlenme de böyledir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki;

-“Bütüm zevcelerimle evliliklerim ve kızlarımı evlendirmem, hepsi Cebrail aleyhisselam’ın Allah-u Teâlâ’dan getirdiği izinle olmuştur.”

Hazret-i Cüveyriyye (r.anha), Resulullah (s.a.v.) ile birlikte, diğer hanımları gibi, sırası geldiğinde zaman zaman muhtelif gazvelere iştirak etmiştir. Cüveyriyye (r.anha) izzet-i iman sahibi metanetli bir hatun idi. Aynı zamnada çok ibadet ederdi. Peygamber efendimiz (s.a.v.) O’nun yanına geldiklerinde O’nu çok zikir yapar, kelime-i tevhid söyler bulurdu.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) den bizaat işiterek rivayet ettiği hadis-i şerifler “yedi” tanedir.

Kendisinden İbni Abbas, İbn-i Ömer, Ubeyd İbn-i Sibik (aleyhimirridvan) v.b. hadis-i şerif nakletmişlerdir.

İbn-i Abbas (r.a.) Cüveyriyye (r.anha) dan şöyle rivayet etti,

-“Bir sabah camide ibadetle meşgül idim. Resulullah (s.a.v.) uğradığında Sübhanallah zikrini yapıyordum. Resulullah bir haceti (ihtiyacı) için dışarı çıktılar. Öğle üzeri tekrar geldiler ve yine ben aynı zikir ile meşgül idim.”

Buyurdular ki;

-“Sen hep böyle mi yaparsın?”

-“Evet.” Dedim.

Tekrar;

-“İstersen sana birkaç kelime öğreteyim de bu kelimeleri söyleyesin ve hem senin nafile ibadetlerin yerine geçe.” Buyurdular.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret- i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

 

Cennet-ül Baki’ kabristanlığı (Çok eski fotoğraf)

 

Hazret-i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha) – 3

 

Ve şu duayı öğrettiler;

-“Subhanallahi adede halkıhı (3 defa)

Subhanalahi  zinete Arşihi (3 defa)

Subhanallahi rida nefsihi (3 defa)

Sübhanallahi midade kelimatihi (3 defa)”

Hicri 56 (m. 576) yılında Medine’de vefat etmiştir. Mervan bin Hakem tarafından namazı kılınıp, Baki’ kabristanlığına defn edilmiştir.

Ebû Eyyüb (r.a.) ün Cüveyriyye (r.anha) dan bildirdiği hadfis-i şerifte;

-“Bir Cuma günü Peygamber efendimiz (s.a.v.) Cüveyriyye (r.anha) nın yanına gelmişlerdi. O gün Hazret-i Cüveyriyye (r.anha) oruçluydu.”

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) O’na;

-“Yarın oruç tutacak mısın?”

Diye sordular.

Cüveyriyye (r.anha);

-“Hayır.” Diye cevap verdiler

Tekrar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Dün oruçlu mu idin?” diye sordular.

Cüveyriyye (r.anha);

-“Hayir Yâ Resulallah.” Diye cevap verdi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Öyle ise iftar et (orucunu boz) buyurdular.

Ümmü Osman (r.a.) nın Cüveyriyye (r.anha) dan bildirdiği hadis-i şerfite Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem) buyurdular ki;

-“Erkeklerden kim ipek elbise giyerse, Allah-u Teâlâ kıyamet günü O’na ateşten bir elbise giydirir.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar

(1-Tabakat-ı İbn-i Sa’d cild 8, sahifa; 116)

(2-el-İsabe cild-4 sahife; 265)

(3-el-İstiâb cild; 4 sahife 358)

(4-Üsud-ül-gabe cild 5, sahife; 420)

(5-el-Â’lem cild; 2 sahife; 148)

(6-Sıfat-us-Safve cild; 2 sahife 26)

(7-İbn-i Hişam cild; 4 sahife; 398)

(8-Kamus-ül Â’lem cild; 3 sahife; 1854)

(9-Mevahib-i Ledünniyye cild 1 sahife; 218)

(10-Envar-ül Muhammediyye sahife; 155)

(11-Müsned-i Ahmed bin Hanbel cild 4 sahife 324- 329)

(12-Tam ilmihal Se’âdeti Ebediyye sahife 995)

 

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret- i Cüveyriyye bintü’l- Haris (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

 

 

Revda-i Mutahhar’nın kapısı (Medine)

Hazret-i Ümmü Habibe (Radiyallah-u anha)

Resulullah (s.a.v.) ın mübarek hanımlarından. İsmi Remle’dir. Babası Ebû Süfyan bin Harb bin Ümeyye, annesi Hind’dir. Hazret-i Mu’aviye (r.a.) nin kız kardeşidir. Bi’setten onyedi sene önce Mekke’de doğdu. 44 (m.664) senesinde Medine’de vefat etti.

Ümmü Habibe (r.anha), ilk önce Resulullah (s.a.v.) ın halasının oğlu Ubeydullah bin Cahş ile evlendi. Kocasyla İslmâyet’i kabul eden “ilk Müslümanlardandır.”

Mekke’deki kafirerin, Müslümanlara eziyet ve zararları dayanılmayacak bir dereceye geldiğinde Habeşistan’a hicret etti. Kızı Habibe, Habeşistan’da doğup, kendisi de bu isimle meşhur oldu. Kocası Ubeydullah bin Cahş, papasların propagandalarına aldanıp, fakirlikten kurtularak, dünya malına kavuşmak için “mürted” oldu. Dinini bıraktı.
Zaten kocasının mürted olacağını ruyasuında görmüştü. Rü’yada, kocasının suratı gayet çirkinleşip, kapkara olduğunu gördü.

Ruyasının sabahı da tabir etmek için düşünürken, kocası hiristiyan olduğunu söyleyip;

-“Sen de hiristiyan ol.” Dedi.

Kocası dinini dünyaya değişince, Ümmü Habibe (r.anha) yi de İslamiyetten çıkıp, zengin olmaya zorladı. O fakirliğe, ölüme razı olacağını, fakat Muhammed aleyhisselam’ın dinini ve sevgisini, bütün dünyaya değişmeyeceğini bildirdi.
Ubeydullah bin Cahş, Ümmü Habibe (r.anha) yi boşayıp, sürünerek ölmesini bekledi. Fakat kendisi içki alemlerine dalıp az zaman sonra sarhoşken öldü.

Peygamber efendimiz (s.a.v.), Ümmü Habibe (r.anha) nin dininin kuvvetini ve başına gelen acı hâli işitti. İman kuvvetine hayran kalıp, haline çare aradı. Kendisi de, Mekke kafirlerinin başkumandanı Ebû Süfyan ile mücadele ediyordu.

Müslüman olan Habeşistan hükümdarı Necaşi (r.a.) ye Peygamber efendimiz (s.a.v.) hicretin yedinci senesinde mektüp yazıp, Amr bin Ümeyye ile gönderdi.

Mektubunda;

-“Oradaki Ümmü Habibe ile evleneceğim. Nikahımı yap! Sonra kendisini buraya gönder.” Şeklinde talepte bulundu.

Necaşi (r.a.), Peygamberimiz (s.a.v.) in mektubuna çok hürmet edip, hemen hazırlıklara başladı. Cariyesini gönderip,Resulullah (s.a.v.) ın isteğini bildirdi.

Ümmü Habibe (r.anha), Resulullah (s.a.v.) in nikahına girmeyi kabul edince, Habeşistan hükümdarı iki gümüş gerdanlık, mücevherat, yüzükler ve bilezikler hediye etti.

Necaşi (r.a.), mühacir ve müslümnalrı sarayına davet etti ve Resulullah (s.a.v.) ile Ümü Habibe (r.anha) nın nikahını kıydı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Ümmü Habibe (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Eski Medine surları

Hazret-i Ümmü Habibe (Radiyallah-u anha) – 2

Ümmü Habibe (r.anha), imanın mükafatına kavuşarak orada zengin ve rahat oldu. O’nun sayesinde Habeşistan’daki Müslümanlar da çok rahat etti, ferah yaşadı. Cennet’e, kadınlar kocalarının yanında bulunacakları için, Cennet’in en yüksek derecesi ile de müjdelenmiş oldu ki, dünyanın bütün zevk ve nimetleri, bu müjde yanında pek küçük kalır.
Ümmü Habibe (r.anha) nin Resulullah (s.a.v.) ile evlenmesi, babası Ebû Süfyan’nın kalbinin yumuşayıp, ileride Müslüman olmasını hazırlayan sebeplerdendir.

Ümmü Habibe (r.anha) mühacirlerle Necaşi ( r.a.) nin temin ittiği iki gemiye binip Car limanına indiler. Deveye binip Medine’ye geldiler.

Ümmü Habibe (r.anha) Peygamberimiz (s.a.v.) i çok severdi. Mekkeli müşrikler Hudeybiye antlaşmasını bozduktan sonra endişeye kapılıp, antlaşmayı yenilemek istediler. Bu iş için henüz Müslüman olmamış olan Ebû Süfyan’ı Medine’ye gönderdiler. Ebû Süfyan, Peygambermiz (s.a.v.) in hanımı olan kızı Ümmü Habibe (r.anha) nın odasına girdiğinde, Peygamber efendimiz (s.a.v.) in her zaman oturduğu mindere oturmak üzere iken;

Kızı Ümmü Habibe (r.anha);

-“Sen bu mübarek yere oturmaya layık değilsin.” Diyerek oturmasına mani oldu.

Ebû Süfyan kızından bu sözleri işitince O’nun dinine bağlılığına hayret etti. Ebû Süfyan (r.a.) daha sonra Mekke’nin fethinde Müslüman oldu.

Ümmü Habibe (r.anha) Mekke-i Mükerreme’nin feth edildiği gün Resulullah (s.a.v.) ın kadınlar ile sözleşmesinde, Hazret-i Ümmü Habibe (r.anha) de bulunup, biat etti. Peygamber efendimiz (s.a.v.) bir gün evine geldiğinde Hazret-i Muaviye (r.a.) kızkardeşi Ümmü Habibe (r.anha) nin başını kucağına koymuş yaslanır gördü ve hanımı Ümmü Habibe (r.anha) ye;

-“Sen Muaviye’yi (kardeşini) çok mu seviyorsun.” Buyrudu.

Ümmü Habibe (r.anha);

-“Evet ya Resülallah.” Cevabını verince

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“O’nu Allah ve Rseülü de çok seviyor.” Buyurdu.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) ın vefatından sonra Eshab-i Kiram Ümmü Habibe (r.anha) ye çok hürmet gösterdi. Hazret-i Ömer (r.a.), O’na geçimini sağlamak için yıllık maaş bağladı.

Hazret-i Ümmü Habibe (r.anha) çok fazıl, kamil biriydi. Peygamberimiz (s.a.v.) den pek çok hadiseye şehadet edip, otuz hadis-i şerif rivayet etti. Hadis-i şeriflere çok dikkat ederdi. Bu hususta kendisine danışılırdı.

Yeğeni Ebu Süfyan İbni Sa’id (r.a.) e, abdestli bulunmayı tavsiye edip, şu hadis-i şerifi rivayet etti.

-“Her kim bir şeyi pişirecek olursa abdest alması iyidir.”

Yine (r.anha);

-“Her kim her gün oniki rekat nafile namaz kılarsa, o kimse için cennette bir ev hazırlanır.”

Hadis-i şerifi rivayet ettikten sonra;

-“Ben bunu işittikten sonra, o namazları hep kıldım.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Ümmü Habibe (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Ümmü Habibe (r.anha) nın mezarı (Cennet-ül Baki’)

Hazret-i Ümmü Habibe (Radiyallah-u anha) – 3

Babası Ebû Süfyan (r.an) vefat ettikten bir müddet sonra güzel kokular sürünüp, iyi ve yeni elbise giymişti.

Etrafındakilere Peygamber efendimiz (s.a.v.) in şu hadis-i şerifini de nakl etti.

-“İman sahibi bir kadın için herhangi bir şekilde üçgünden fazla matemli bulunmak caiz değildir. Ancak, kocası için, bunun müddeti dört ay ve on gündür.”

Ümmü Habibe (r.anha) nin kızı Habibe binti Übeydullah, kardeşi Mu’aviye bin Süfyan (r.a.) Akife binti Süfyan, yeğeni Ebû Süfyan bin Sa’id bin Mugayre, Abdullah bin utbe bin ebi Süfyan, Safiye binti şeybe, Zeynep binti Ümmü Seleme, Salim bin Surar bin Cerrah, Urve bin Zübeyr, Ub Salih Seman (aleyhümür Rıdvan) da bu hadis-i rivayet ettiler.

Hazret-i Ümmü Habibe (r.anha) Kardeşi Hazret-i Muaviye (r.a.) nin hilafeti zamanında hastalandı. Hasta yatağında Hazret-,i Âişe (r.anha) yi çağırtıp;

-“Benim senin ve diğerlerinin arasında münasebetler vardı. Eğer her ne suretle olursa olsun, aramızda hataen bir şey geçmiş ise senden efv etmeni isterim. Afv eyle ve hayır dua ile yâd edip benim için mağfiret talep et.” Deyince

Hazret-i Âişe (r.anha) bu söz üzerine duâ edip;

-“Sen beni memnün etmişsin. Hâk Teâlâ da seni memnun kılsın.” Buyurdu.

Medine-i Münevvere’de 44(m.664) senesinde yetmişüç yaşında iken vefat etti. Kabri Mmedine-i Münevvere’de Baki’ kabristanlığındadır.

Rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları;

-Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) müezzin ezan okuduğu zaman, ezan bitimnceye kadar tekrar ederdi.”

-“Adem oğlunun her sözü kendi aleyhinedir. Ancak emr-i ma’ruf, nehy-i münker ve bir de Allah-u Teâlâ’yı zikretmek müstesnadır.”

Hergün farzlardan başka oniki rekat nafile namaz (sünnet) kılan kimseler için cennet’te bir ev inşa edilir. (Onlar iki rekat sabah namaz’ından evvel, dört rekat öğleden evvel, iki rekat öğleden sonra, iki rekat akşamdan sonra, iki rekat da yatsı namazından sonra kılınan sünnetlerdir.)”

Hazret-i Muaviye (r.a.) Ümmü Habibe (r.anha) ye;

-“Resulullah gece seninle beraber uyuduğu elbiseyle namaz kılarmıydı?” diye sordu.

Ümmü Hhabibe (r.anha);

-“Evet elbisesinde bir necaset bulunmadıkça namaz kılardı.” Buyurdu.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;
(1-Tabakat-ı İbn-i Sa’d cilt; 8, sahife; 68-70-96-99)
(2-Siret-i İbni Hişam cild; 1, sahife; 365)
(3-Siyer-i alaminnübela cild 1, sahife; 316)
(4-el-İsabe, cild; 2, sahife; 584, 586, 587)
(5-el-İstiab cild; 2, sahife; 75)
(6-Müsned-i Ahmed bin Hanbel cild; 4, sahife; 325- 327)
(7-Sahih-i Buhari. Cild; 2, sahife; 327)
(8-Tam ilmihal Seadeti ebediye sahife; 1079)
(9-Eshab-i Kiram sahife; 402)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Ümmü Habibe (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC06860   Fuad Yusufoğlu Fatimet-üz-Zehra Radiyallah-u Anha'nın hırkaları

Fatimat-üz-Zehra Radiyallah-u anha’nın hırkaları

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha);

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın Hazret-i Hadice-Tül Kübra (r.anha) dan olan dört kızından en çok sevdiği.

Hicretten 13 yıl evvel Mekke’de doğdu. Hicretin ikinci yılında Hazret-i Ali (r.a.) ile evlendirildi. O zaman Hazret-i Ali (r.a.) yirmibeş , Hazret-i Fatima (r.anha) da onsekiz yaşına gelmiş idi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın soyu YALNIZ Hazreti Fatima (r.anha) dan olan Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (r.a.) le devam etti.

Hazret-i Fatima (r.anha) nın Hasan ve Hüseyin, Muhsin (r.anhüm) isminde üç oğlu ile iki kızı oldu. Muhsin (r.a.) küçük yaşta vefat etti.

Hazret-i Ali (Keremallahu vecheh), Hazret-i Fatima (r.anha), Hasan ve Hüseyin (r.anhüm)e EHL-İ BEYT veya (Âl-i Âbâ) denir.

Hazret-i Meryem (r.anha) den sonra, bütün kadınların EN ÜSTÜNÜDÜR. Aklı, zekası, hüsnü cemalı (güzelliği) zühdü (dünyaya düşkün olmaması), takvası (haramlardan kaçınması) ve güzel ahlakı ile BÜTÜN İNSANLARA ÇOK GÜZEL BİR ÖRNEKTİR.

Yüzü pek beyaz ve parlak olduğundan (ZEHRA) denildi. Zühd ve dünyadan kesilmekte EN İLERİ OLDUĞU içindir ki; (Betül), çok temiz demişlerdir. Ayet-i Kerim’e ve hadis-i şerifler ile MEDH OLUNDU.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın vefatından sonra güldüğü hiç görülmemiştir.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den sonra altı ay daha yaşayıp, onbirinci yılda Ramazan-ı şerif’in 3. günü vefat etti.

Hazret-i Fatima (r.anha) Resul-i Ekrem (s.a.v.) e Peygamberlik geldiği sene dünyaya teşrif etmişlerdir. En küçük kızları idi. Annesi Hadice (r.anha) Resulullah (s.a.v.) ın ilk zevcesidir. (hanımıdır)

Hazret-i Hadice (r.anha) çok zengin ve âlim, akıllı idi. Bütün malını Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a bağışladı. Yirmidört sene çok iyi hizmet etti. Hicretten üç yıl önce, altmışbeş yaşında Mekke’de vefat etti. İlk iman’a gelen HÜR KADINDIR.

Hazret-i Fatima (r.anha) annesi vefat ettiği zaman 10 yaşlarında idi. Allah-u Teâlâ Kur’an-i kerim’de Ehl-i beyt’e buyuruyor ki;

-“Allah-ü Teâlâ sizlerden ricsi yani her kusur ve kirleri gidermek istiyor ve sizi tam bir taharet ile temizlemek irâde ediyor.”

Eshab-i Kiram (r.anhüm) sordular.

-“Ya Resulullah! Ehl-i beyt kimlerdir?”

O esnada, İmâm-i Ali (r.a.) geldi

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kâ’be-i Şerif

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 2

Eshab-i Kiram (r.anhüm) sordular.

-“Ya Resulullah! Ehl-i beyt kimlerdir?”

O esnada, İmâm-i Ali (r.a.) geldi. Mubarek Âbâ’sı altına aldılar. Fatima-tüz Zehra (r.anha) da geldi. O’nu da yanına aldılar. İmâm-i Hasan geldi. O’nu da bir yanına, İmâm-i Hüseyin geldi. O’nu da öbür tarafına alarak;

-“İşte bunlar, benim Ehl-i Beyt’imdir.” Buyurdu.

Bu mübarek insanlara Âl-i Âbâ ve Âl-i-Resûl denir.

İmâm-i Hasan ve İmâm-i Hüseyin (r.anhüm) küçük iken hastalanmışlardı. Pederleri ve valideleri Fatima-tüz Zehra (r.anha) ve hizmetçileri Fıdda, çocuklar iyi olunca, üçü de hasta iken adadıkları orucu tuttular.

Birinci gün, iftar için hazırladıkları yemeği, o esnada kapılarına gelen yetimlere vererek yemek yemeden ikinci günün orucuna başladılar. O akşam iftarlığını da, yine o saatta kapıya gelen;

-“Allah için bir şey verin!”

Diyen fakir ve miskinlere verdiler.

O gece de yemek yemeden, üçüncü günün orucuna başladılar.

Bunun üzerine Ayet-i Kerime geldi ve;

-“Bunlar, adaklarını yerine getirdiler. Uzun ve sürekli olan kıyamet gününden korktukları için, çok sevdikleri ve canlarının istediği yemekleri miskin, yetim ve esirlere verdiler. ‘Biz bunları, Allah-u Teâlâ’nın rızası için yedirdik. Sizden karşılık olarak bir teşekkür, bir şey beklemedik, bir şey istemeyiz’ dediler. Bunun için Cenab-ı Hak, onlara şerab-ı tahû içirdi.”

Ehl-i Beyt’i Nebeviyi sevmek, ahrete İman ile gitmeğe, son nefeste selâmetle kavuşmağa sebep olur.

Server-i Âlem (Sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şerif’te buyurdu ki;

-“Ehl-i Beytim, Nuh aleyhis selam’ın gemisi gibidir. Onlara tabi olan, selâmet bulur. Geri kalan helâk olur.”

Bir Hadis-i şerifte de Buyuruldu ki;

-“Kızım Fâtima (r.anha) yı, Ali (r.a.) ye vermeği Rabbim bana emr eyledi. Allah-u Teâlâ her Peygamberin sülalesini kendinden, benim sülalemi ise, Ali (r.a.) den halk buyurdu.

Abdullah bin Mes’ud (r.a.) der ki;

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

İbrahim Aleyhis selam’ın makamı ve Kâb’e kapısı

Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha)- 3

Abdullah bin Mes’ud (r.a.) der ki;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın Kureyş’e beddua ettiğini asla işitmedim. Yalnız bir gün Kâ’be-i şerif yanında namaz kılıyordu. Evû Cehil, kendi adamlarıyla bir yerde oturuyorlardı. O sırada bir kimse gelip ölmüş bir deve işkembesini oraya bıraktı.”

Ebû Cehil;

-“Bu kan ile bulaşmış işkembeyi, kim götürüp, Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) secdeye varınca arkasından koyar.” Dedi.

Onların içinde en ziyade Bedbaht Ukbe bin Ebi Mu’it,

-“Bu çirkin işe girişip, O’nu Hace-i âlem secdede iken üstüne koydu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) secdeden kalkmadı. O bedbahtlar gülüştüler. O kadar ki, gülmekten birbirlerinin üzerine düştüler.”

İbn-i Mes’ud (r.a.) der ki;

-“Ben uzaktan bakardım. Müşriklerin korkusundan yanına varamadım. Nihayet bir kimse Hazret-i Fatima (r.anha) ya haber verdi.”

Fatima (r.anha) gelip onu Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in üzerinden kaldırdı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) namazdan kalkınca üç kere;

-Yâ rabbi! Kureyşi sana havale ediyorum.” Buyurdu.

Bir rivayette isimlerini söyleyip;

-“Yâ Rabbi! Sana bırakıyorum.” Buyurdu.

İbn-i Mes’ud (r.a.) der ki;

-“Allah hakkı için onları Bedir günü gördüm, hepsini katl edip, ayaklarından sürüyerek Bedir kuyusuna bıraktılar. Ümeyye ve Amr’i ise parça parça ettiler. Ammar ve Velid’i çok feci şekilde öldürüp Cehenneme gönderdiler.”

Hicretleri;

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine-i Münevvere’ye, Allah-u Teâlâ’nın emriyle hicret ettikten sonra, hanımı Sevda (r.anha), Kızları Ümmü Gülsüm (r.anha) ve Hazret-i Fatima (r.anha) yı getirmeleri için, Zeyd bir Harise (r.a.) ile Ebû Râfi-i Mekke’ye geönderdi. Onlara 500 dirhem gümüş ile iki deve verdi.

Zeyd ile Ebû Râfi (r.anhüm) Mekke’ye gittiler. Hazret-i Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın kızları Ümmü Gülsüm, Fatim-tüz Zehra, Sevda (r.anha) Zeyd (r.a.) in zevcesi Ümmü Eymen (r.anha) i ve Oğlu Üsâme (r.a.) yi alıp beraber Medine’ye geldiler.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fatima-tüz Zehra (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu