‘Uhud savaşı’ olarak etiketlenmiş yazılar

Girnavas’tan Genel bir görünüş (Nusyabin)

Talha bin Ubeydullah (Radiyallah-u anhu)- 4

Hazret-i Talha (r.a.), bedir’den sonra İslamın en büyük gazâsı, ölüm kalım savaşı molan Uhud’da kahramanlık destanları yazmıştır. Canını Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) i korumakl için tehlikeden tehlikeye attı.

Eshab-i Kiram (r.anhüm), resulullah (s.a.v.) ın yanında çarpışmak için dizildikleri zaman, Resulullah (s.a.v.) Mus’ab bin Umeyr (r.a.) ın taşıdığı sancağı altında idi.

Gazâ başlamış müşriklerin sancaktarları öldürülünce müşrik ordusu bozulmuş idi. Hatta Müslümanlar, müşriklerin ordugahına girip ganimet toplamağa başlamışlardı.

Peygamberimiz (s.a.v.) Uhud geçidine koyduğu ve hiçbir surette yerlerinden ayrılmamalarınıemir buyurdukları, Eshab (r.anhüm) ın en iyi okçularından elli kişinin büyük kısmı Müşrikler yenildi’ diyerek bulundukları yeri terk ettiler. Müşrik ordusu bunu fark edince Uhud dağını dolaşarak geçide geldiler. Burada bulunan on kadar Sahabi’yi şehid ettiler ve Müslümanları arkadan vurdular.

O müthiş günde Müslümanlar ne olduğunu anlayamamışlar, hatta bazıları birbirlerine kılıç vurmuşlardı. Hele harp meydanında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın ‘Öldürüldü haberi Eshab-i Kiram (r.anhüm) ı kalblerinden hançerlemişti. Ne olduğu anlaşılmamış herkes yeise düşmüştü.

Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın bazıları geri dönmek icab ettiğini, bazıları Resulullah (s.a.v.) madem ki öldü biz de ölünceye kadar kafirlerle harb edip ona hemen kavuşmayı istiyorlardı.

Bir kısım Eshab (r.anhüm) da Peygamberimiz (s.a.v.) etrafında toplanmışlar canlarını siper edip Resulullah (s.a.v.) ı muhafaza etmeye çalışıyorlardı.

İşte Hazret-i Talha bin Ubeydullah (r.a.) bir an bile geri çekilmemiş, Resulullah (s.a.v.) ın yanından ayrılmamıştı.

Her fazilet ve üstünlükleri kendisinde toplayan her bakımdan Hazret-i Adem Aleyhis Selam’dan kıyametin kopmasına kadar gelmiş geçmiş ve gelecek olan insanların en üstünü, en güzeli, en yumuşak huylusu, en tatlı sözlüsü olan Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) burada şecâat ve kahramanlığın en güzel ve en üstün misalini gösteriyorlardı.

Mikdad (r.a.) Uhud gazâsında bulunmuştu. Peygamber efendimiz (s.a.v.) i görmüş ve O’nun halini şöyle haber vermişti.

-“Hazret-i Mus’ab bin Umeyr şehid olmuş sancak düşüyorken, Hazret-i Mus’ab suretinde bir melek sancağı almış, daha sonra Resulullah (s.a.v.) bu sancağı Hazret-i Ali (r.a.) ye vermişti.”

-“Kendisini, hak din ve hak bir kitabla Peygamber olarak gönderen Allah-u Teâlâ’ya yemin ederim ki, düşmanın en şiddetli saldırıları karşısında Resulullah (s.a.v.) ın bir karış bile gerilediğini görmedim. Resulullah (s.a.v.) tıpkı, askeri bir birlik gibi, sebat etmekte yerinden ayrılmamakta idi.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Talha bin Ubeydullah (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas Şelalesi (Uzaktan görünüşü) Nusaybin

Talha bin Ubeydullah (Radiyallah-u anhu)- 5

İşte bu şiddetli günde yedisi muhacirlerden, yedisi Ensar’dan olmak üzere on dört sahabi de onunla birlikte sabır ve sebat gösterdiler. Burada bulunan muhacirlerden birisi Talha bin Ubeydullah (r.a.) dır.

Müslümanların şaşkınlık içinde bulunup dağıldıkları zaman Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Ey Allah’ın kulları, Bana doğru geliniz, Ey Allah’ın kulları bana doğru geliniz.” Diyerek seslene seslene ancak otuz sahabi toplayabilmişti.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) müşrikler tarafından kuşatılmıştı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Kim Allah yolunda vücudunu bize verir, fedâ eder.” Buyurduğu sırada Ensar’dan beş sahabi sıçrayıp kalktılar.

Peygamberimiz (s.a.v.) önünde çarpışa çarpışa can verdiler, şehid oldular. Bunların son şehid olanı ondört yerinden yaralanmış yere düşünce;

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“O’nu bana yaklaştırınız.” Buyurmuşlardı.

Bu mübarek şehid, Resulullah (s.a.v.) ın ellerinde şehadet şerbetini içdi. Peygamberimiz (s.a.v.) Talha bin Ubeydullah hazretleri (r.a.) nin de içlerinde bulunduğu oniki sahabi ile bir köşeye çekildiler. Müşrikler Peygambrimiz (s.a.v.) ve onüç Sahabi (r.anhüm) yi yok etmek için üzerlerine yürüdüler.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Şunları kim karşılar, kim durdurur.” Buyurdular.

Hazret-i Talha (r.a.);

-“Ben.” Buyurdu.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Senin gibi daha kim var?” diye sordular.

Ensar (r.a.) dan bir zat;

-“Ben.” Dedi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) ona;

-“Haydı sen karşıla.” Buyurdu.

O zat gitti müşriklerin üzerine bir arslan gibi atıldı. Gözleri yaşartan kahramanlıklar gösterdi. Bir çok kafiri cehenneme gönderdi ise de sayıca çok olan müşrikler nihayet onu şehid ettiler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Talha bin Ubeydullah (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas tepesinden farklı görüntüler (Nusaybin)

Talha bin Ubeydullah (Radiyallah-u anhu)- 8

Başka bir rivayette ise Talha (r.a.) ya;

-“Eğer ‘Bismillah’ deseydin insanlar sana bakışırken, melekler seni göklere yükseltirdi.” Buyurmuştur.

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Uhud günü yeryüzünde sağımda Cebrail solunda Talha bin Ubeydullah’dan başka bana yakın bir kimse bulunmadığını gördüm.” Buyurmuşlardır.

Talha bin Ubeydullah (r.a.) her yeri kılıç ve ok darbeleriyle delik deşik olmuş, vucudunda yaralanmayan ve kana bulanmayan bir yer kalmamaış idi. O gün vücudunda ‘ALTMIŞALTI’ büyük yara açılmıştı. Küçükler ise vücudunda sayılamayacak kadar çoktu.

Bu haliyle dahi cihada devam ediyordu. Dirar bin Hattab onun başına şiddetli iki kılıç darbesi indirmiş ve Hazret-i Talha (r.a.) kan kaybı sebebiyle de bayılmıştı.

Bunu gören Peygamberimiz (s.a.v.) yanına gelen Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e hemen Hazret-i Talha (r.a.) ya yardıma koşmasını emrettiler.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) onu baygın bir vaziyette buldu. Hemen başını kaldırdı ve yüzüne su serpti. Hazret-i Talha bin Ubeydullah (r.a.) ayıldı.

Hazret-i Talha (r.a.) ayılır ayılmaz ilk sorduğu soru;

-“Resulullah (s.a.v.) ne yapıyor?” olmuştur.

Böylece sevgi ve bağlılığın en güzelini göstermiştir. Eshab-i Kiram (r.anhüm) da bu aşk, bu muhabbet, bu iman olduğu için, Resulullah (s.a.v.) a böyle gönül verdikleri için Peygamberlerden sonra insanların en üstünü olmuşlar, onun için onların verdiği bir avuç arpa sadaka, onlardan olmayanların verdiği Uhud dağı kadar altın sadakadan daha kıymetliolmuştur.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.);

-“Resulullah (s.a.v.) iyidir. Beni sana O gönderdi.” Deyince

Talha bin Ubeydullah (r.a.);

-“Allah-u Teâlâ’ya sonsuz şükürler olsun. O sağ olduktan sonra her musibet hiçtir.” Buyurdu.

İşte bu sırada âlemlerin efendisi, iki cihanın sultanı Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v.) oraya teşrif ettiler.

Talha (r.a.) bütün vücudunu mübarek elleriyle mesh ettiler;

ve ellerini açıp;

-”Allahım ona şifa ver, Ona kuvvet ver.” diye duâ buyurdular.

Hazret-i Talha bin Ubeydullah (r.a.) biraz sonra sapa sağlam kalktı ve düşmanla yine harbetmeye başladı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Talha bin Ubeydullah (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavastan bir başka görünüş (Nusaybin)

Talha bin Ubeydullah (Radiyallah-u anhu)- 9

Müşriklerden Ebû Zâtülyed doru bir ata binmiş;

-“(Ben Ebû Zâtülyed’im. Bana Muhammed’i gösteriniz.)” Diye bağırıyordu.

Resulullah (s.a.v.) a doğru geliyordu.

Talha bin Ubeydullah (r.a.) onun önünü kesti. Mızrağını atın arka bacaklarına vurunca; at kuyruğunu iki bacağına sokup çöktü.

Talha (r.a.) da mızrağını bu müşrikin göz bebeğine sapladı ve onu bağırtarak öldürdü.

Hazret-i Talha (r.a.) bu halden sonra da bir haylı yara aldı. Yaraları yetmişbeşi aştı. Sadece başında dört büyük kılıç darbesi vardı. Uylukları kılıçla parçalanmış, parmakları çolak olmuş idi.

Talha bin Ubeydullah (r.a.) şehid olmayı bekliyen kimselerdendi.

Uhud gününde İbni Kâmia kafiri Peygamberimiz (s.a.v.) i öldürmeye yemin etmiş idi. Her yerde O’nu (s.a.v.) arıyordu.

Peygamberimiz (s.a.v.) üzerinde iki zırh vardı. Başında da miğfer bulunuyordu.

İbni Kâmia, Resulullah (s.a.v.) a hücüm etti ve kılıcını âlemlerin Efendisi Hazret-i Muhammed (sallallahau aleyhi ve selem) e çaldı. Kılıç darbesiyle mübarek omuzları yaralandı.

Bu sırada müşriklerden Ebû Amir tarafından Müslümanları düşürmek için kazılmış çukura kadar gelinmişti. Diğer bir kılıç darbesi ile Hazret-i Peygamber (s.a.v.) çukura düştü, miğferlerinin iki halkası mübarek yanaklarına battı.

Resulullah (s.a.v.) ilk defa yetişen Hazret-i Ali (r.a.) oldu. Hemen Resulullah (s.a.v.) ın mübarek ellerinden tutarak Talha bin Ubeydullah (r.a.) da doğrultarak Peygamberimiz (s.a.v.) i çukurdan çıkardılar.

Uhud gazâsının sonuna kadar da Resulullah (s.a.v.) dan ayrılmadılar. Resulullah (s.a.v.) ı sırtına alarak Uhud kayalığına taşıdı.

Hazret-i Talha (r.a.) işte bu Uhud günü ‘Talhat-ül Hayr (Hayırlı Talha) lakabı ile şereflendi ki ona bu lakabı Resulullah (s.a.v.) vermiştir.

Kayalara gelince Peygamberimiz (s.a.v.) bir kayanın üzerine çıkmak istedi. Fakat gayet zayıflamış ve üst üste iki zırh giymiş ve kendisine Yetmişten ziyade kılıç vurulmuş olduğundan takat getiremedi.

Bunun üzerine Talha (r.a.) altına oturdu ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem taşın üzerine çıktı.

O zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Talha Resulullah (s.a.v.) a yardım ettiği zaman cennet ona vacip oldu.” Buyurdular.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Talha bin Ubeydullah (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bedir Şehidliği

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 4

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) in Bedir harbi esnasında gösterdiği kahramanlık çok büyüktü. Vucudunda yaralanmadık yer kalmamıştı.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm oğlu Urve (r.anhüm.) der ki;

-“Babam Zübeyr bin Avvâm (r.a.) bilhassa üç kılıç darbesi almıştı. Bunlardan biri boynunda idi. Yara o kadar derin bir iz bırakmıştı ki, içine parmağımı sokabiliyordum.”

Bedir muharebesi Müslümanların galibiyetiyle neticelenip, 14 Eshab-i Kiram (r.a.) şehid edildi. 70 Müşrik öldürüldü.

Mekke’li müşrikler bu yenilgiyi unutmamış bir yıl sonra tekrar Medine’ye haraket etmişlerdir. Uhud’da iki ordu yine karşılaştı.

Uhud gazâsı hicretin üçüncü senesinde vuku buldu. Bu muharebede fedakarlık gösterenlerin en meşhürleri arasında Hazret-i Zübeyr bin Avvâm ile Hazret-i Ebû Dücane (r.anhüm) de bulunuyordu.

Uhud muharebesi başlarken, müşriklerden (puta tapanlardan) deve üzerinde bir adam meydana çıktı. Çarpışmak için er diledi.

Herkesin kendisinden çekindiğini, geri durduğunu görünce, dileğini üç kere tekrarladı. Bunun üzerine Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.), “başına sarı bir sarık” sararak meydana yürüdü.

Birden devenin üzerine sıçrayarak, kafirin boğazına sarıldı. Deve üzerindeki bu mücadele devam ederken;

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Onu yere düşür.” Buyurdu.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) o müşriki yere düşürdü. Üstüne çıkıp boynunu kesti.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Eğer, Zübeyr, onun karşısına çıkmasaydı, halkın çekindiğine, sakındığına bakıp, ben çıkacaktım.” Buyurdu.

Teke tek mücadelelerden sonra savaş iki tarafın hücumuyla başladı. Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) ve Mikdad bin Esved (r.a.), Ebû Cehil’in kumandasındeki süvarileri karşılayıp, bozguna uğrattılar.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm ve Mikdad bin Esved (r.anhüm), biner süvariye denk tutulurdu.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.), müşriklerin sancaktarı olan Kilab’i öldürdü ve 7 (yedi) arkadaşı ile Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in yanında şehid oluncaya kadar ayrılmamak üzere yemin ettiler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Uhud Şehidliği (Hazret-i Hamza r.a. kabri) Medine-i Münevvere- Eski resim-

Uhud Şehidliği (Hazret-i Hamza r.a. kabri) Medine-i Münevvere-Yeni resim-

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 5

Müşriklerin okçuları, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) i ok yağmuruna tutunca, Eshab-i Kiram Peygamber Efendimiz (s.a.v.) i ortadan aldılar.

Altılan oklar Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in sağından solundan geçiyor, ya önüne düşüyör veya arkasından aşıp geçiyordu.

Mekkeli müşrikler Resulullah (s.a.v.) ı her yandan kuşattılar. Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) ve arkadaşları, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in etrafında pervane gibi dönerek, gelen oklara, kılınçlara vucutlarını siper ettiler.

Pek çok Eshab-i, Güzin (r.anhüm) çarpışa çarpışa şehid oldu. Düşman gerilemişti, zafer’e yaklaşılmıştı. Zafer sevinciyle yerlerini terk eden Sahabe’nin (r.anhüm) bulundukları yerden, düşman süvarileri saldırıya geçti ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e kadar sokuldular.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) yaralandı. Eshab-i Kiram (r.anhüm) hemen toplandı, neticede savaş tekrar Müslümanların lehine döndü.

Muharebe bitmişti. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in vefatı şayiası Medine’ye ulaşınca, Hazret-i Safiyye hatun (r.anha) hemen Uhud’a haraket etti.

Uhud Meydanına gelince, oğlu Hazret-i Zübeyr (r.a.) i ve Ali (r.a.) yi görüp, önce Resulullah (s.a.v.) ın halini sordu.

Hazret-i Ali (r.a.);

-“Hamdolsun iyidir.” Deyince ferahladı.

Fakat Hazret-i Safiyye (r.anha);

-“Bana onu gösterin.” Deyince,

Hazret-i Ali (r.a.), Peygamber Efendimiz (s.a.v.) i işaretle gösterdi. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) yaralı idi. Peygamberimiz (s.a.v.) in sağ olduğuna şükretti.

Hazret-i Safiyye (r.anha), baba-anne bir kardeşi olan, Hazret-i Hamza (r.a.) nın durumunu da görmek istiyordu.

Peygamberimiz (s.a.v.) Hazret-i Safiyye (r.anha) nin gelmekte olduğunu görünce Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.) a;

-“Anneni geri çevir, kardeşinin cesedini görmesin.” Buyurdu.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.);

-“Anneciğim Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) geri dönmenizi emrediyor.” Deyince,

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Uhud Şehidliği (Hazret-i Hamza-r.a.- kabri) Medine-i Münevvere

Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 6

Hazret-i Safiyye (r.anha);

-“Eğer ona yapılanı bana göstermemek için geri döneceksem, zaten ben kardeşimin cesedinin kesilip biçildiğini öğrenmiş bulunuyorum. O, bu musibete Allah yolunda uğramış bulunuyor. Biz Allah yolunda bundan daha beter olanlarına da razıyız. Sevabını Allah-u Teâlâ’dan bekliyeceğz. İnşallah sabredip, katlanacağız.” Dedi.

Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.a.), gelip bunu bildirince,

Pyegamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve selem);

-“Öyle ise bırak görsün.” Buyrdu.

Hazret-i Safiyye (r.anha.), hazret-i Hamza (r.a.) nın cesedinin yanına oturup sesizce ağlamaya başladı. Onunla, Peygamberimiz (s.a.v.) de sesizce ağladılar.

Hazret-i Zübeyr (r.a.) anlatır;

Annem yanında getirdiği iki hırkayı çıkarıp;

-“Bunları kardeşim Hamza (r.a.) için getirdim. Onu bunlara sarınız.” Dedi.

Hazret- Hamza (r.a.) yı kefenlediler ve Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Haszret-i Ali, ve Hazret-i Zübeyr bin Avvâm (r.anhüm) ı kabre indirdiler. Aynı kabre, onun gibi şehid olan, Hazret-i Abdullah bin Cahş (r.a.) ı koydular.

Uhud’dan dönüşte, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yolda münafıklardan Ebû Azzeel Cumehi’yi yakaladı. Resulullah (s.a.v.) onu Bedir’de esir etmişti. Sonra onu lütfederek öldürmemişti.

O şöyle dedi;

-“Ya Resulullah (s.a.v.) beni bırak.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) şöyle buyurdu;

-“Vallahi bundan sonra artık sen Mekke’de ellerini okşayıp Muhammed (s.a.v.) e iki kere hile ettim diyemiyeceksin, Ey Zübeyr, boynunu var.”

Zübeyr bin Avvâm (r.a.) da boynunu vurdu.

Hicretin 5.(M. 626) yılında Yahudilerin fesadı ve devamlı tahrikleri ile bütün müşrik arablar, Mekke’li müşrikler ile birleşerek Medine’ye kadar gelip Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e saldırdılar.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zübeyr bin Avvâm (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Okçular tepesi “ayneyn” tepesi’nden başka bir görüntü

Okçular tepesi “Ayneyn tepesi’nden Uhud dağının görüntüsü

Okçular tepesi “Ayneyn” tepesi’nden bir başka görünüş

Abdullah bin Cübeyr (Radiyallah-u anhu);

Ebü’l-Münzir Abdullah b. Cübeyr b. En-Nu’man el-Ensari

Uhud savaşında “Ayneyn” tepesindeki okçuların kumandanlığını yapan sahabi

Evs kabilesine mensup, birinci Akabe biat’ndan sonra İslamiyet’i kabul etti. Medineli yetmiş kişi ile birlikte ikinci Akabe biati için mekke’ye geldi.

Biatten önce Hazret-i Peygamber (Sallallahu alşeyhi ve sellem) ile görüşmek istedi ve birkaç arkadaşıyla birlikte Peygamber efendimiz (s.a.v.) in kalmakta olduğu Abbas (r.a.) in evine gitti.

Fakat Abbas (r.a.), Hazret-i Peygamber efendimiz (s.a.v.) in Medinelilerle olan münasebetini Kureyşliler’den gizlemenin gereğine inandığı için, onlara Peygamber (s.a.v.) le ancak Akabe ‘da görüşebileceklerini söyledi. Abdullah bin Cübeyr (r.a.) da diğer Ensar gibi Akabe’de Hazret-i Peygamber (s.a.v.) e biat etti.

Abdullah bin Cübeyr (r.a.) Bedir ve Uhud savaşlarına katıldı. Uhud Savaşında Hazret-i Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem), İslâm ordusuna arkadan gelebilecek saldırıyı engel olmak maksadiya sol taraftaki “Ayneyn” tepesine, Abdullah bin Cübeyr (r.a.) kumandasında elli kadar okçu yerleştirdi ve hiç bir şekilde oradan ayrılmamalarını” emretti.

Savaşın başlangıcında Müslümanların galip gelmeye başladığını gören okçuların büyük bir kısmı ganimetten mahrum kalmamak için yerlerinden ayrılmaya başladılar.

Abdullah bin Cübeyr (r.a.) Hazret-i Peygamber (s.a.v.) in;

-“Bizim bozguna uğradığımızı, atlarımızı kuşların kaptığını görseniz bile, ben size haber gönderinceye kadar yerinizden ayrılmayınız.” Buyurduğunu anlatmaya çalıştıysa da, bütün gayret ve ısrarlarına rağmen çözülmeye engel olamadı ve yanında kalan on kişi ile birlikte Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) in kumanda ettiği Mekkeli süvarilerle savaşmak mecburiyetinde kaldı.

Okla savaşa başlayan Abdullah (r.a.), oku bitince mızrağıyla, o da kırılınca kılıcıyla mücadeleye devam etti. Nihayet İkrime bin Ebû Cehil (r.a.) ve arkadaşları tarafından şehid edildi.

Müşrikler O’nu öldürmekle yetinmeyerek vucudunu delik deşik ettiler ve bağırsaklarını dışarı döktüler.

Âl-i İmran suresinin 152. ayeti, şehid oluncaya kadar Hazret-i Peygamber (s.a.v.) in emrini yerine getirmeye çalışan Abdullah bin Cübeyr ve arkadaşları (r.anhüm) nı övmektedir.

Türkiye Diyanet vakfı İslam ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Abdullah bin Cübeyr (Radiyallah-u anhu) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Navala Reş yolu DÖNÜŞ (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 5

Abdullah bin mes’ud (r.a.) diğer, Uhud, Hendek gibi gezvelerde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ile birlikte bulundu.

Abdullah İbn-i Mes’ud (r.a) her gazâda şehid olmak gayretiyle harb eden eshab’dan idi. Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in vefatından sonra Resulullah (s.a.v.) ın firak (ayrılık) ve hicran acısından insanlardan uzaklaşmış ve inzivaye (yalnızlığa) çekilmiş idi.

Hazret-i Ömer (r.a.) zamanında yeniden başlayan fetihler ile İslam mücahidleri safına katılmış 15 (M. 636) sensinde Şam taraflarında bulunmuş, bilhassa Yermük Gazâsında harikulâde cesaret gösterek harbin zaferle neticelenmesine çalışmıştır.

Hicretin 20’nci (M. 651) yılında Kûfe kadılığına tayin olundu. Orada hazine muhafızlığı da yaptı.

Hazret-i Ömer (r.a.) kufe halkına yazdığı mektubta;

-“Ben size Ammar İbn-i Yasir (r.a.) i emir (Vali) ve Abdullah ibn-i Mes’ud (r.a.) u muallim ve vezir olarak, gönderdim. Bunlar Eshab-i Bedir’den’dir. Siz onlara iktida edin (uyun) ve sözlerine itaat edin. İbn-i Mes’ud (r.a.) u alıkoymayarak; sizi kendime tercih ettim. Demiştir.

İbn-i Mes’ud (r.a.) üzerine aldığı vazifeyi son derece liyakat ve ehliyet ile ifa etti. Bu kadılığı sırasında zuhur eden bir çok hadiselere fetva vermiş, ictihar buyurmuştur.

İbn-i Mes’ud (r.a.) Hazret-i Osman zamanında hem kadılık hem de Beyt-ül mal eminliği (hazinedarlık) yaptı.

O zaman İran’lı’larla, Türkistan’lı’larla ve Bizans’lı’larla çrpışan bütün İslâm askerlerinin her türlü ihtiyaçları Kufe’den tedarik edilirdi.

İbn-i Mes’ud (r.a.) bütün bunların ihtiyaçlarını gayet güzel bir şekilde idare ve temin etmiş, zekasının, teşkilat kurmaktaki kuvvetini ve idarecilikteki istidadını ortaya koymuştur.

Hazret-i Osman (r.a.) zamanının ikinci yarısında Kufe’de fitne yayılınca vazifeden alındı Hazret-i Osman (r.a.) zamanında Hicaz’a döndü.

Ebû Zer (r.a.) zahid (dünyadan uzak) bir hayat yaşadığından Medine’de refah artınca, Medine’yi terk etmiş, Rebeze’de ikamet etmişti. Ağır hastalanmış vefatı yaklaşmıştı. Mübarek hanımı diğer bir rivayet’le de kızı yanında ağlıyordu.

Ebû Zer (r.a.), niçin ağladığını sorduğunda;

-“Ağlıyorum, çünkü bir faidem dokunmadıktan başka, ölürsen seni kefenleyecek bir şeyim de yok.” Dedi.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bab-üs-Selam kapısı (Mescidi Nebevvi)

Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 6

Hendek harbinde ise, bütün çocuklarla birlikte kale gibi bir evde mahfuz kalmışlardı. Harbe katılmamıştı. Hicrertin yedinci (M. 629) senesinde Hayber savaşında, Resulullah (s.a.v.) ın maiyetinde bulunuyordu.

Fetihten sonra esirler arasında Hazret-i Safiye (r.anha) yi, Ümmü Süleym (r.anha) e evine ve emrine tevdi buyurdular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte Mekke’nin fethinde de bulunmuştur.

Bunun arkasından Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha), Huneyn savaşına da bizzat iştirak etmiştir. Bu sırada oğlu Abdullah (r.a.) a hamileydi. Buna rağmen eline bir hançer geçirmiş hazır vaziyette bekliyordu.

Bu harp esnasında kocası Hazret-i Ebû Talha (r.a.), tebessüm ederek, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in yanına geldi ve;

-“Ya Resulallah! Ümmü Süleym (r.anha) in hançerini gördün mü?” diye sordu.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem), Ümmü Süleym (r.anha) e dönerek;

-“Ey Ümmü Süleym! Bu hançer ile ne yapacaksın?” buyurunca

Ümmü Süleym (r.anha) de dedi ki;

-“Ben bunu, bu günler için hazırlamıştım. Hele müşriklerden birisi bir kere yanıma yaklaşsın!.. Bununla karnını deşerim.”

Harp meydanında en cesaretli kahraman mücahidlerden bile öne geçerdi. Huneyn harbinde, bir ara Müslüman saflarında bir dağılma baş gösterdiği sırada, Ümmü Süleym (r.anha), hançerini çekip, sebat göstermiş, arslanlar gibi düşmana saldırmıştı.

Eli hançerli Ümmü Süleym (r.anha), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a gelerek;

-“Eğer, izin verirseniz, paniğe uğrayıp, senin yanından ayrılanları da öldüreyim!” dedi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) O’na cevabında;

-“Ey Ümm-ü Süleym! Allah-u Teâlâ bize yetişti ve zafer ihsan etti.” Buyurdu.

Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha) in faziletleri çoktur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e ve O’nun hanımlarına çok hizmet etmiştir.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anha) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu