Dinde kırk esas “Zekât” -1

06 Temmuz 2008 Pazar

dsc09077-fuadyusufoglu-kasyane.JPG

Kasyane (Nusaybin)

Cenabi hak buyuryor ki:

-“Mallarını Allah (c.c.) yolunda harcayanların hali yedi başak bitiren, her başaktan yüz (tane) bulunan bir tek tohumun hali gibidir. Allah (c.c.) kime dilerse ona kat kat verir. Allah (c.c.) ihsanı bol olan, hakkiyle bilendir.” Bakara suresi: ayet – 261

Resul-i Ekrem Sallallahu aleyhi ve selem buyuruyor ki;

-“Mal-mülk toplayıp çoğaltanlar helak oldu. Ancak mal ile şöyle, şöyle yapanlar (mallarını farz olan zekat ve nafile olan sadakalar yolunda harcayanlar) helak olmadı.”

Bil ki,

Malın hayır yollarında sarf edilmesi dinin erkanından biridir. Ancak, mal sahiblarinin, zekat ve sadaka vermekle mükellef kılınmaları sırrı şudur:

Malın zekat ve sadaka olarak sarf edilmesi, fakirlik kapısını kapayıp, fakir ve zengin arasındeki ilişkilerin iyileşmesi bakımından insanlarına ve memleketin sulh, sükünet içinde olmasına etkili olması ile beraber, mal insanlarca sevilendir.

Halbuki insanlar Allah (c.c.) ı sevmekle me’murdurlar, ve iman etmeleriyle Allah (c.c.) ı sevdiklerini iddia ederler. Binaenaleyh malı harcamak onların sevgilerine bir ölçü ve da’valarında sadık olup olmadıklarına bir imtihan kılındı. Zira sevilen malların tümünü insan sevdiği Allah (c.c.) için harcar;

Bu hususta insanlar üç tabakaya ayrılırlar:

Birinci tabaka:

Kamil bir imana sahib olan yüksek tabaka. Onlar, kendilerine hiç bir şey ayırmayarak, bütün mallarını Allah (c.c.) yolunda harcayanlardır.

İşte onlar Allah (c.c.) a olan ahidlerinde sadakat gösterenlerdir. Hazreti Ebû bekr (r.a.) ın yaptığı gibi ki, O, bütün malını Allah (c.c.) yolunda harcamak için Resulullah (a.s.v.) a gelerek malını Allah (c.c.) yoluna feda ettiğini söylemiştir.

Bunun üzerine Resulullah (slalallahu aleyhi ve selem): O’na:

-“Kendin için ne bıraktın.” Buyurduğunda,

Ebû Bekr (radiyallah-u anhu):

-“Allah ve Resulünü.” diye cevab verdi.

Malını Allah (c.c.) yolunda sarf etmek üzere gelen Hz.Ömer (Radiyallah-u anhu) e

Resulullah (Salallahu aleyhi ve selem):

-“Kendin için ne bıraktın? Buyurdu.

Hazreti Ömer (r.a.) cevab verdi:

-“Buraya getirdiğim kadarını.”

Bunun üzerine Resulullah (sallallah-u aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“İkinizin arasında, sözlerinizin arasındaki kadar fark vardır.”

İkinci tabaka:

Orta derecede olan tabakadır. Onlar mallarını bir defada Allah (c.c.) yolunda harcayıp ellerini servetlerinden çekemezler. Fakat onlar mallarıyla zevklenmek için değil muhtaç olan zuhur ettiğinde ona vermek maksadi ile ellerinde tutarlar.

Kendilerine ancak ibadet yapabilmeleri için kudret bulmak kadar harcarlar. Bir muhtaç zuhur ettiğinde onun ihtiyacını ve fakirliğini gidermek için gayret sarf ederler. Gene bu tabaka, sadece farz olan zekatı vermekle kalmaz. Onların mallarını ellerinde tutmalarının en açık maksadları, ihtiyaclarını ve muhtaç olanları gözetlemektir.

Üçüncü tabaka:

Zayıf olan tabakadır. Onlar, ancak kendilerine farz olan zekatı verirler. Farz olan zekattan, ne fazla verirler ve ne de eksik. Bunlar insanların zekat ve sadaka hususun de ki derecelerdir.

Her birinin Allah (c.c.) yolunda harcaması Allah (c.c.) a olan SEVGİSİ MİKTARINDADIR.

Senin (Ey okuyucu);

Birinci ve ikinci tabakadan olabileceğini sanmiyorum. Fakat, üçüncü tabakadan aşıncaya kadar ve ikinci tabakanın sonlarına ulaşmağa çalış.

Yalnız üzerine farz olan zekat ı vermekle kalma, daha fazlasını vermeye gayret et. Çünkü farz olanı vermekte kalmak cimriliğin hudududur.

Devam edecek………

Dinde kırk esas (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri yapacağımız zekat ve sadakayı güler yüzle HAK SAHİBİ olan insanlara başa kakmadan veren kullarından eylesin. AMİN……..

Fuad Yusufoğlu

“Dinde kırk esas “Zekât” -1” için 3 Yorum

  1. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/7/2007 – slm
    Yazan: neslinursema1
    Sevgili amcacigim, yorum icin tesekkurler. Guzel bir konu secmissin okudum eline saglik. Dualarina amin diyor ve aile efradina selamlarimi sunuyorum Allaha emanet olun…

    393 – Ebu Saîd el-Hudrî (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “İki haslet vardır ki bir mü’minde asla beraber bulunmazlar: Cimrilik ve kötü ahlâk.”

    Tirmizî, Bir 41, (1963).H.

    394 – Ka’b İbnu İyâz (radıyallahu anh) anlatıyor; “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı şöyle derken işittim: “Her ümmet için bir fitne vardır, benim ümmetimin fitnesi de maldır.”

    Tirmizî, Zühd 26, (2337).

    395 – İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular: “Çiftlik edinmeyin, dünyaya bağlanır kalırsınız.”

    Tirmizî, Zühd 20, (2329).

    396 – Abdullah İbnu’ş-Şihhîr (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Elhâhümü’t-tekâsür sûresini okurken yanına geldim. Bana: “İnsanoğlu malım malım der. Halbuki âdemoğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var? (Gerisini ölümle terkeder ve insanlara bırakır.”

    Müslim, Zühd 3, 4, (2958); Nesâî, Vesâya 1 (6, 238); Tirmizî, Tefsir, Tekâsür, (3351).

  2. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/7/2007 – Selamünaleyküm
    Yazan: sirad
    Ağabeyim yayınladığınız konunun çok dışında şeyler yazıcam. Hakkınızı helal edin.

    Bizler Peygamber Efendimiz (sav) ‘i anar iken mutlaka a.s., s.a.v., a.s.m. söyler, salat getiririz. Fakat ALLAH Teâlâ’nın adı anılırken sadece ALLAH deriz. Bir ALLAH (c.c.)’ün dostu anılırken sadece ismini zikrediriz. Halbuki ALLAH Teâlâ’nın adını anarken Teâlâ, Celle Cellâluhu, Azze ve Celle dememiz gerekir. ALLAH (c.c.)’ün dostlarını anarken k.s., r.a. dememiz gerekir.

    Biz düşündük ki bunu bir güzel anlatalım inşALLAH. Gün içinde o kadar çok ALLAH Azze ve Celle’in adını anıyoruz. Ama belki bir iki tanesinde diyoruz bunları ya da hiç demiyoruz. Çünkü ya bilmiyoruz ya da unutuyoruz. İşte bu yüzden ALLAH Teâlâ’nın izniyle bu meseleyi hem araştıralım, hem kendi hayatımıza da geçirelim, hem de bir şeyn öğrenilmesine vesile olalım inşALLAH.

    Siz ne dersiniz bilmiyorum. Ama belki siz de bu küçük araştırmamıza katılır, araştırma sonucunda da güzel bir yazı da siz hazırlarsınız diye düşündük.

    Olumlu ya da olumsuz cevabınızı bekliyoruz inşALLAH.

    ALLAH (c.c.)’e emanet olun.

    Selamünaleyküm.

  3. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/7/2007 – Allahın güzel selamı ve bereketi üzerinize olsun
    Yazan: ruhlargemisi
    Fuad bey amca sağolun tüm ziyaretlerinizi gelir gelmez okudum lakin şu sıraları blogumla ilgilenemiyorum bazı sıkıntılı dönemler atlatıyorum elbet bu sıkıntılarda Allahın izni ile geçecektir. Bir süre tatil yapıp yine sizlerle olacağım. Ara ara uğramaya özen göstereceğim.
    Sevgi ve muhabbetle kalınız.

Yorum Yapın