‘Aişe-i Sıddıka’ olarak etiketlenmiş yazılar

Mescid-i Nebevi – Eski resim - (Mekke müzesinden alınmıştır)

Hazret-i Aişe-i Sıddıka (Radiyallah-u anha) – 11

Hazreti Aişe (r.anha) de

-‘’Bu şakiler medineyi terk etmedikçe ve Emirul-müminin etrafında oldukça, sizin medineye gitmeniz doğru olmaz. Şimdilik emin bir yere gidiniz. İşin sonunu bekleyiniz.Hazreti Ali (r.a.) yi bu eskiyanın elinden kurtarmak için uzaktan yardım ediniz. İlk fırsatta, halifeyi aranıza alıp eskiyanın üzerine yürüyünüz. Katilleri yakalayıp kısas yapmak kolay olur. Böylece kıyamete kadar, zalimlere ders vermiş olursunuz! Bu iş şimdi kolay değildir. Acele etmeyiniz’’ buyurdu.

Eshab-ı kiram, Hazreti Aişe (r.anha) nin sözlerini beğendiler. İslam askerlerinin toplanma yeri olan Irak ve Basra taraflarına gitmeği uygun gördüler. Hazreti Aişe (r.a.nha) ye

-‘’Fitne kalkıp, ortalık düzelinceye ve halifeye kavuşuncaya kadar bizi himaye et! Sen Müslümanların annesisin ve Resulullahın muhterem zevcesisin. Ona herkesten daha yakın ve sevgilisin. Seni herkes saydığı için eskıya sana yaklaşamaz. Bizimle beraber bulun! Bize kuvvet ol! diye yalvardılar.

Hazret-i Aişe (r.anha), Müslümanların rahat etmesi için ve Rresulullah (s.a.v.) ın Eshabını korumak için, onlarla birlikte Basra’ya haraket etti. Halifenin etrafını sarmış olan ve birçok işlere karışmakta olan katiller, Bu Haberi Hazret-i Ali (r.a.) ye başka türlü anlattılar. Halifeyi de Basra’ya gitmeğe zorladılar.

İmâm-i Hasan ve İmâmi Hüseyin ile Abdullah bin Ca’fer-i Teyyar ve Abdullah bin Abbas (ridvanıllahı teâlâ aleyhim ecmain) gibi sahabiler, halifeye acele etmemesiniğ, m ünafıkların sözüne aldanmamasını söylediler ise de, eşkiyaağır basarak, Emir hazretlerini Basra’ya götürdüler.

Önce Ka’ka’ adında birini gönderip, Hazret-i Aişe (r.anha) nin yanında bulunanların düşüncelerini sordu. Sulh ve fitneyi önlemek istediklerini, bunun için de, önce katillerin yakalanmasınılazım geldiğini söylediler.

Halife, bu isteklerini uygun buldu. Her iki taraftaki Müslümanlar sevindiler. Üç gün sonra birleşmek için anlaştılar. Buluşma satı yaklaşınca, katiller haber aldı. Şaşkına döndüler. Başkanları olan Abdullah bin Sebe’ yahudisinin etrafında toplandılar. Bunun çaresini sordular. Son çaremiz bu gece halifenin askerlerine hücüm ediniz ve hemen halifeye gidip gidip;

-“Aişe (r.anha) nın yanındakiler, sözlerinde durmadı baskına uğradık” deyiniz.

Bir süvarıi birliği ile de karşı tarafa saldırdılar. Birkaç gün evvel gönderdikleri ajanlar da, karşı taraftan imiş gibi;

-“Halife sözünde duırmadı. Baskına uğradık.” Diye bağırdılar.

Böylece harp başladı Deve vak’ası böyle patladı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allahu Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Aişe-i Sıddık radiyallah-u anha’nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin… Amin…

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Nebevi (Eski resim)

 

Hazret-i Aişe-i Sıddıka (Radiyallah-u anha) – 12

Deve vak’ası sonunda Hazret-i Ali (r.a.) Hazreti Aişe (r.anha) ye izzet ve ikramda bulunmuş ve kendisini Mmedine-i Münevvere ‘ye göndermiştir.Hazret-i Aişe (r.anha) Deve vak’asına çıkması, harb etmek için olmayıp ıslah etmek, fitmneyi bastırmak içindi.

Hazret-i Aişe (r.anha) mü’minleri annesidir ver Rresulullah (s.a.v.) ın zevcesidir.Hazret-i Ali (r.a.) nin de annesi makamında olduğu, Kur’an-i kerimde bildirilmektedir. İçtihadi hazret-i Ali (r.a.) nin içtihadına uymadı

Hazret-i Aişe (r.anha) Hazret-i Ali (r.a.) yi çok severdi. Çünkü;

-“Ali’yi sevmek imandandır” hadis-i şerifini, Hazret-i Aişe (r.anha) haber verdi. Böylece, onu sevdiğini ve herkesin de sevmesi klazım geldiğini bidirdi.

Hazret-i Ali (r.a.) şehid edilince pek çok ağladı ve üzüldü.

Seyyid Ahmed bin Ali Rifai buyuruyor ki;

-“Eshab-i Kiram “Aleyhimürridvan” arasında olan olaylar üzerine aşırı konuşmak fikir yürütmek, hiç caiz değildir. Her Müslüman, Eshab-i kiram hakkında, dilini tutmalı, o büyüklerin hep iyiliklerini söyleyip, hepsini sevmeli, övmeldir. Çünkü onlar birbirlerini severlerdi.

Hazret-i Aişe (r.anha) müctehid idi. Bütün islma ilimlerinde çok büyük derecesi vardı. Bilhassa kadınlara mahsus hallere dair fıkhı hükümler kendisinden sorulurdu. Çünkü Hazret-i Aişe-i Sıdık (r.anha) hem müminlerin annesi, hem de dinlerini öğrenecekleri bir müftü müctehid idi. Ayet-i kerime ile medh ve senâ olundu. Âlim, edib, çok akıllı ve üstad idi. Çok fasih ve beliğ konuşurdu.

Âişe-i Sıddıka (r.anha) hazretlerinin faziletleri, üstünlükleri, sayılmayacak kadar çoktur. Âlimlerin çoğuna göre, fıkıh bilgilerinin dörte birini Hazret-i Aişe (r.anha) haber vermiştir.

Hadis-i şerifte;

-“Dininizin üçte birini Hümeyra’dan öğreniniz.” Buyuruldu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem), Hazret-i Aişe (r.anha) yi çok sediği için, ona (Humeyra) derdi. Eshab-i kiramden ve tabiinden çok kimse Hazret-i Aişe (r.anha) den işitikleri hadis-i şerifleri haber vermişlerdir.

Ürvet ibni Zübeyr hazretleri (r.a.) buyuruyor ki;

-“Kur’ani kerimin manalarını ve helel haramları ve Arab şiirlerini ve neseb ilmini Hazret-i Âişe (r.anha) den daha çok bilen kimse görmedim.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allahu Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Aişe-i Sıddık radiyallah-u anha’nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı affeylesin… Amin…

Fuad Yusufoğlu

Mescid-ül Haram (Osmanlıların inşa ettikleri ve suudileri yıktıkları Ecyed kalesi)

Hazret-i Aişe-i Sıddıka (Radiyallah-u anha) – 13

Eshab-i Kiram, hediyelerini, Resulullah (s.a.v.) a, Âişe (r.anha) nin evine getirip, böylece sevgisini kazanmağa yarışırlardı. Zevceler, iki gurup idi. Âişe tarafında Hafsa, Safiye, Sevda vardı. İkincisi, Ümm-i Seleme ve ötekiler idi. Bunlar Ümm-i Seleme(r.anha) yi Resulullah (s.a.v.) a gönderip –“(Eshabına emr buyur hediye getirmek isteğen, hangi zevce yanında iseniz, oraya getirsin!)” dediklerinde

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Beni Âişe hakkındaincitmeyiniz! Cebrail aleyhisselam bana yalnız Âişe’nin yanında iken geldi.”

Ümm-i Seleme (r.anha), dediğine pişman olup, tövbe ve afv diledi. Fakat zevceler, Hazret-i Fatima (r.anha) ile de haber gönderdiler.

Cevabında;

-“Ey kızım, benim sevdiğimi, sen sevmez misin?” buyurdu.

Fatima (r.anha);

-“Elbet severim.” Dedi.

Cevabında;

-“O halde Aişe’yi sev!” buyurdu.

Aişe Radiyallahu anha buyurdu ki;

-“Resulullah (s.a.v.) ın zevceleri arasında, Hadice (r.anha) yi gayret etdiğim gibi, başkasına gıpta etmedim. Halbuki, onu gömemiştim. Çünkü ölmüş olduğu halde, onun adını çok söyliyordu. Ne vakit bir koyun kesip dağıtsa mutlaka bir parçasını da Hadic (r.anha) nın akrabasına yollardı. Bunu görünce, bir defe (-“Allah-u Teâlâ, sana, sanki, Hadice’den başka kadın vermedi mi hep onu söyliyorsun.”) dedim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Evet, başka kadınlarım oldu. Fakat o şöyle idi, böyle idi ve ondan çocuklarım oldu.” Buyurdu.

Hazret-i Aişe (r.anha) nin şan ve şereflerinden birisi de Resulullah (s.a.v.) ın sevgilisi olmasıdır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem), onu çok severdi..

Resulullah (s.a.v.) a, en çok kimi seviyorsun denildkte;

-“Aişe’yi” buyurdu.

-“Erkeklerden kimi seviyorsun?” Dediler

-“Aişe’nin babasını” buyurdu.

Yani en çok Hazret-i Ebû Bekir’i sevdiği bildirdi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allahu Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Aişe-i Sıddıka radiyallah-u anha’nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin… Amin…

Fuad Yusufoğlu

Mescid-ül Haram (eski resim)

Hazret-i Aişe-i Sıddıka (Radiyallah-u anha) – 14

Hazret-i Aişe’ye sordular ki;

-“Resulullah (s.a.v.) en çok kimi severdi.”

-“Fatima’yı severdi.” Dedi.

-“Erkeklerden ençok kimi severdi” dediler.

-“Fatima’nin zevcesini.” Buyurdu.

Bun dan anlaşılıyor ki, zevceleri arasında, Hazret-i Âişe’yi, çocukları arasında Hazret-i Fatıma’yı, ehli beyt arasında, Hazret-i Ali’yi, Esxhab-i Kiram arasında ise, Hazret-i Ebû Bekir’ i en çok severdi.

Hazret-i Aişe (r.anha) buyuruyor ki;

-“Birgün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) mübarek nalinlerinın kayışlarını çakıyordu ben de iplikiğriyordum. Mübarek yüzüne baktım parlak alnından ter damlıyordu. Ter damlası, her tarafa nur saçıyordu. Gözlerimi kamaştırıyordu. Şaşakaldım.

Bana doğru baktı;

-“Sana ne oldu ki, böyle dalgın duruyorsun.” Buyurdu.

-“Ya Resulullah! Mübarek yüzünüzdeki nûrların parlaklığına ve mübarek alnınızdaki ter tanelerinin saçtıkları ışıklara bakarak kndimden geçtim.” Dedim

Reulullah kalkıp yanıma geldi. Gözlerimin arasını öptü ve;

-“Yâ Âişe! Allah-u Teâlâ sana iyilikler versin! Beni sevindirdiğin gibi, seni sevindirsin.” Buyurdu.

Yani, senin beni sevindirmen çoktur, dedi. Hazret-i Âişe(r.anha) nin mübarek gözlerinin arasını öpmesi, Resulullah (s.a.v.) i severek onun cemalını anlayarak gördüğü için aferin ve takdir olmaktadır.

Tabiinin büyüklerinden olan İmâm-i Mesruk (r.a.), Hazret-i Âişe (r.anha) den gelen bir haberi bildirirken

(–“Resulullah’ın sevgilisi ve Ebû Bekir Sıddık’ın kerimesi olan Hazret-i Sıddıka (r.anha) buyuruyor ki) diye söze başlardı.

Bazen da;

(-“Allah-u Teâlâ’nın ve göklerde olanların sevdiklerinin sevgilisi diyor ki”) derdi.

Âişe (r.anha) kendisinin, Ezvaci tahiratın hepsinden daha üstün olduğunu söyliyererk, Allah-u Teâlâ’nın ni’metlerini sayar öğünürdü.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allahu Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Aişe-i Sıddıka radiyallah-u anha’nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin… Amin…

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Baki’ mezarlığı (çok eski resim)

Hazret-i Aişe-i Sıddıka (Radiyallah-u anha) – 15

Bunlardan da bazıları şunlardır;

1-“Resulullah (s.a.v.) beni istemeden önce, Cebrail Aleyhisselam, benim resmimi getirip gösterdi ve
(-“bu senin zevcendir dedi.”) Derdi

2-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem ) gece namazı kılıyordu. Ben yanında yatmış idim. Bu hal yalnız bana mahsus idi. (diyerek övünürdü) secdede, mübarek elleri ayaklarıma değince, ayaklarımı çekerdim.”

3-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) zevceleri içinde, benden başka koca görmeden Resulullah (s.a.v.) ile evlenen olmamaştır.”

4-“Ezvaci tahirat, içerisinde, yalnız benim yanımda iken vahiy geldi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) bazı zevcelerine,

-“Âişe’yi üzerek, beni incitmeyiniz! Biliniz ki, onun yatağında iken bana vahiy gelmektedir.” Buyurmuşdu.

5-“Resulullah (s.a.v.) zevceleri arasında benden başka hiçbirinin hem babası hem de annesi hicret etmiş değildir.”

6-“Allah-u Teâlâ benim hakkımda Beraat ayetini nazil eyledi.”

7-“Resulullah (s.a.v.) vefat ederken mübarek başları benim göğsümde idi.”

8-“Resulullah (s.a.v.) benim evimde vefat buyurdu.”

9-“Benim odam Resulullah (s.a.v.) ın ürbesi olmuştur.”

Hazret-i Âişe validemiz (r.anha) Resulullah (s.a.v.) ın rızasına kavuşmak için gecesini gündüzüne katardı. O’nu (s.a.v.) birazcık üzgün görse teselli etmek için elinden geleni yapardı. Hatta Rresuullah (s.a.v.) ın akrabalarını da gözetir. Onlara karşı da her türlü iyiliği yapardı.

Âişe (r.anha) buyuruyor ki; günde ikinci defa yemek yiyordum.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) görünce;

-“Yâ Âişe! Yalnız mideni doyurmak sana her şeyden daha tatlı mı geliyor? Günde iki kere yemek de israfdandır. Allahû Teâlâ, israf edenleri sevmez. Buyurdu.

(Mütercim burayı şöyle açıklıyor; Resulullah (s.a.v.) Âişe (r.anha) nın ikinci yemeği, acıkmadan yediğini anlayarak böyle buyurmuşdu. Yoksa, keffaratlar için, günde iki kere yedirmek lazım olduğu meydandadır.)

Resulullah (s.a.v.) ın vefatından sonra Hazret-i Âişe (r.anha) ye yemek yiyip yemediğini sordular.

Hazret-i Âişe (r.anha);

-“Hiçbir zaman doyasıya yemedim.” Buyurdular ve ağladılar.

Daima oruç tutarlardı. Teheccüd namazını hiç terk etmezlerdi. Çoğu zaman Hazret-i Peygamber (s.a.v.) le kılarlardı. (Tirmizi –Zühd)

Devam edecek…

İslâm âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Âişe-i Sıddıka radiyallahu anha’nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

 

Âişe-i Sıddıka (r.anha) nın inşa ettiği mescid (Çok eski resim) Ten’im

Hazret-i Aişe-i Sıddıka (Radiyallah-u anha) – 16

Resul-i Ekrem efendimiz (s.a.v.) den 2210 (İkibin ikiyüz on ) hadisi şerif rivayet etmiştir. Kendisinden de eshab ve tabiin’den birçokları hadis-i şerif nakletmişlerdir.

Hazret-i Âişe (r.anha) nın ilmini en ziyade neşreden hemişresi Esma (r.anha) nın oğlu Urve İbnü’z-Zübeyr ve biradezadesi Kasım Bin Muhammed bin Ebû Bekir (rıdvanıllahi teâlâ alyhim ecmain) dır.

Ahmed ibni Hanbel (r.a.), “Müsned” inde Hazret-, Âişe (r.anha) nın hadislrini (253) sahife içinde toplamıştır. Sahih hadis kitabları Hazret-i Âişe (r.anha) nın fetveleri ile doludur. Dini meselelerin hallinde önce Kur’an-i kerim’e sonra hadis-i şeriflere başvurur, daha sonra da naslardan (ayet ve hadis çıkan ahkama kıyas ederek) ictihad ederdi.

O devrin belli başlı âlimlerinen ve “fukaha-i seb’a” dan biridir. (Fukah-i eb’a, yedi fıkıh âlimi demektir ki, bunlar; Hazret-i Ömer (r.a.), Hazret-i Ali (r.a.), İbn-i Mes’ud (r.a.), Zeyd bin Sabit (r.a.), Hazret-i Âişe (r.anha)i Abdullah ibn-i Abbas (r.a.), veAbdullah ibn-i Ömer (r.a.) dır

Fıkıh ve ictihadda, görüşü keskin ve kuvvetli idi. Fıkıh ilminin kurucularındandır. İslam Dininde pek yüksek makam sahibi olup, hadis ve fıkıh âlimlerince takdir ve sitayişle anılanların başında gelmektedir.

Tabiinden Mesruk (r.a.) a soruldu;

-”Hazret-i Âişe (r.anha) Feraiz ilminden bir şeyler bilirmiydi?”

Mesruk (r.a.); Buyurdu ki;

-“Allah’a yemin ederim ki, Eshab-i Kiram(r.a.) in ileri gelenlerinden bir çoğu gelir Hazret-i Âişe (r.anha) den feraize ait şeyler sorar ve öğrenirlerdi.

İmâm-i Zühri (r.a.);

-“Eğer zamanının bütün âlimleri ve Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in diğer zevcelerinin ilmi, bir araya toplansa, Hazret-i Âişe (r.anha) nin ilmi yine çok olurdu.” Buyurdu.

Ebû Mûs’el Eş’ari (r.a.) buyurdu ki;

-“Bizler (Eshab-i kiram) müşkül bir mes’ele ile karşılaşınca gider Hazret-i Âişe (r.anha) ye sorardık.Hazret-i Âişe (r.anha) nın ilmi pek çoktu.”

Urve bin Zübeyr (r.a);

-“Ne fıkıhda, ne tıbda, ne şiirde Hazret-i Âişe (r.anha) den daha çok ilmi bulunan kimse yoktu.” Buyurmuştur.

Devam edecek…

İslâm âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Âişe-i Sıddıka radiyallahu anha’nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Zülhuleyfe (Bir Ali) Mikat (eski resim)

Hazret-i Aişe-i Sıddıka (Radiyallah-u anha) – 17

Abdurrahman bin Avf (r.a.) hazretleri’nin oğlu Ebû Seleme;

-“Sünneti Resulullah (s.a.v.) ı G-Hazret-i Âişe (r.anha) den daha iyi bilen, dindetebahhür etmiş (derya gibi geniş ilme sahib olmuş) âyet-i kerimelere vahıf ve sebeb-i nuzûllerini bilen, feraiz ilminde mâhir olan bir kimseyi görmedim.” Buyurmuştur.

Hazret-i Âişe validemiz (r.anha) bütün islâm ilimlerine vakıf, müctehid,edip, zühd ve ver’a sahibi çok cömerd bir zevce-i Resulullah (s.a.v.) idi. Onu vefatında, bütün Müslümanlar aladı. Çünkü o “Ümmül Mü’minin” idi.

Hazret-i Âişe (r.anha) hakkında bir çok hadis-i şerif vardır. Bunlardan biri İmâm-i Münavi (r.a.) nin Ebi Şeybe (r.a.) den bildirdiği;

-“Âişe cennet’e de benim zevcemdir.” Hadis-i şirfleridir. Ramuz-ül ehadis’dekendisine hitaben buyurulduğu bildirilen, hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Ey Âişe, hiç hayasız söz söylediğimi gördün mü? Kıyamet gününde Allah katında en kötü insan, şerrinden kaçarak insanların terk ettiği kimsedir.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Ey Âişe, Allah kullarına lutf ile muamele edicidir. Her işe yumuşak davranılmasını sever.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Ey Âişe, yumuşak ol; zıra Âllah-u Teâlâ bir ev halkına iyilik murad ederse onlara rıfk (yumuşaklık) kapısını gösterir.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Ey Âişe bilmezmisin; kul secde ettiği zaman, Allah onun secde yerini yedikat yerin sonuna kadar tertemiz kılar.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Ey Âişe, sana birisi, istemeden bir şey verirse, kabul et; çünkü o, Allahu Teâlâ’nın sana gönderdiği bir rızıktır.”

Devam edecek…

İslâm âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Âişe-i Sıddıka radiyallahu anha’nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Zülhuleyfe (Bir Ali) Mikat (yeni resim)

Hazret-i Aişe-i Sıddıka (Radiyallah-u anha) – 18

Hazret-i Âişe (r.anha) bir gün Resulullah efendimiz (s.a.v.) e;

-“Şehidlerin derecesine yükselen olur mu? Diye sorunca

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Hergün yirmi kerre ölümü düşünen kimse, şehidlerin derecesini bulur.” Buyurmuşlardır.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Ey Âişe! Geceleri şu dört şeyi yapmadan uyuma!”

-“1-Kur’an-i kerim hatim etmeden,”

-“2-Benim ve diğer Peygamberlerin şefaatlarına kavuşmadan,”

-“3-Mü’minleri kendinden hoşnut etmeden,”

-“4-Hac etmeden!.”

Bunları söyledikten sonra namaza durdu. Namazını bitirip de yanıma geldiğinde kendilerine dedim ki;

-“Ey iki cihanın güneşi olan efendim! Annem, babam, canım sana feda olsun; Bana dört şeyi yapmamı emrediyorsun ben bunları bu kısa müddet içinde nasıl yapabilirim.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) tebessüm ederek buyurdular ki;

-“Ya Âişe! Ondan kolay ne var? Üç ihlası şerif ve bir Fatiha suresini okursun Kur’an-i kerimi hatmetmiş; bana ve diğerPeygamberlere salavat getirirsen, şefaatımıza kavuşmuş; önce mü’minlerin ve sonra da kendi affını dilersen, mü’minleri kendinden hoşnut etmiş; (Subhanallahi velhamdulillahi ve La ilahe illallahü vahdehü la şerike leh, lehül mülkü velehül hamdu ve hüve ala külli şeyin kadir) tesbihini okursan hac etmiş sayılırsın.

Tabiinden gençler Hazret-i Âişe (r.anha) ye geldiler ve Resulullah (Aleyhisselam) ın ahlakını sordular.

Âişe valideiz (r.anha) Buyurdu ki;

-“Onu ahlakı Kur’an dı.. Kur’an-i kerimin hoş gördüğünü kabul edip razı olurdu, hoş görmediğini kendisi de hoş görmez ve kaçınırdı.”

Devam edecek…

İslâm âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Âişe-i Sıdık radiyallahu anha’nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Kaba (Çok eski resim)

 

Hazret-i Aişe-i Sıddıka (Radiyallah-u anha) – 19

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) iki şey arasında muhayyer kılındığı zaman, o iki işin en kolayını alırdı. -günah olamdıkça- günah olduğu zaman, ondan herkesten çok uzalaşırdı. Hiçbir zaman Allah’ın Resulu (s.a.v.) kendi nefsi için intikam almaya kalkmamıştır. Yalnız Allah’ın emri çiğnendiği zaman müstesna.”

-“Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) yatağı, içi hurma lifi dolu geri idi.”

Peygamberin (s.a.v.) karnı (hiçbir zaman) yemek ile doymamıştır. Bu hususta hiç kimseye yakınmamıştır. İhtiyaç, onun için zenginlikten daha iyi idi. Bütün gece açlıktankıvransa bile, O’nun bu durtumu, gündüz orucundan alıkoymazdı. İsteseydi, Rabbinden yeryüzünün bütün hazinelerini, meyvelerini ve refah hayatını isterdi. And olsun ki, O’nun o halini gördüğüm zaman acırdım ve ağlardım. Elimle karnını sıvazlardım ve derdim ki;

-“Canım sana feda olsun!Sana güç verecek şu dünyadan bazı menfaatlar (yiyecek ve içecekler) temin etsem olmaz mı?”

-“Ey Âişe, dünya benim neyime! Ulû’l azm’den olan Peygamber kardeşlerim, bundan daha çetin olanına karşı tahammül gösterdiler. Fakat o halleri ile yaşayacaklarına devam ettiler, rablarına kavuştular, bu sebeple Rableri onların kendisine dönüşlerini çok güzel bir şekilde yaptı, sevaplarını artırdı. Ben refah bir hayat yaşamaktan hayâ ediyorum. Çünkü böyle bir hayal beni onlardan geri bırakır. Bnenim için en güzel ve sevimli şey, kardeşlerime, dostlarıma kavuşmak ve onlara katılmaktır.” Buyurdu.

Âişe (r.anha) dedi ki;

-“Bu sözlerden bir y sonra (fazla) kalmadı vefat etti. (s.a.v.)”

-“Resulullah (s.a.v.) bütün gece tek bir ayetle namaz kılardı.”

Allah-u Teâlâ’nın, insanların en üstünü olan Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve selem) e Peygamberliklele birlikte şehidlik derecesini de vermiş olduğu, Hazret-i Âişe-i Sıddıka (r.anha) nın haber vermiş olduğu şu Hadisi şeriftenanlaşılmaktadır.

-“Hayberde yidiğim zehirli etin acısını duymaktayım. O zehrin tesiri ile ebher (aort) damarım şimdi çalışmıyacak hale geldi.”

Ebû Davud, Hazret-i Âişe (r.anha) dan bildiriyor ki; kız kardeşim Esmâ, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın yanına geldi. Arkasında ince elbis vardı. Derisinin rengi belli oluyordu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) baldızına bakmadı. Mübarek yüzünü çevirdi ve;

-“Ya Esmâ! Bir kadın; Namaz kılacak yaşa geldiği zaman onun yüzünden ve iki ellerinden başka yerlerini erkeklere göstermemsi lazımdır.” buyrudu.

Devam edecek…

İslâm âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Âişe-i Sıdık radiyallahu anha’nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Kaba (eski resim)

Hazret-i Aişe-i Sıddıka (Radiyallah-u anha) – 20

Hazret-i Ömer (r.a.) in haber verdiği hadis-i şerifte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) hazret-i Âişe (r.anha) ye;

-“Dinde fırkalara ayırdılar. Ayet-i kerimesi bu ümmette meydana gelecek olan bid’at sahiplerini ve nefslerine uyanları haber veriyor.” Buyurdu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) tenbellikten Allah-u Teâlâ’ya sığınmış;

-“Ya Rabbi! Beni, keselden koru!” diye dua ettiğini, Âişe (r.anha) ve Enes bin mâlik (r.a.), (Buharı) ve (Müslim) de bildirmişlerdir.

(Eşi’at-ül-leme’at) da, (Beyân ve şi’r) babında derki,  Âişe (r.anha) nın  bildirdiği hadis-i şerifte;

-“Şi’r, iyisi iyi olan, çirkini çirkin olan sözdür.” Buyuruldu. Ya’ni, vezn ve kâfiye, bir sözü çirkinleştirmez, Şi’ri çirkin yapan ma’nasıdır.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) e biri geldi. Onu uzaktan görünce;

-“Kabileinin en kötüsüdür.” Buyurdu.

Odaya girince, gülerek karşılayıp iltifat eyledi. Gidince. Hazret-i Âişe (r.anha) sebebini sordu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“İnsanların en kötüsü, zararından kurtulmak için yanına yaklaşılmayan kimsedir.” Buyurdu.

O Müslümanların başında bulunan bir munafık idi. Müslümanları onun şerrinden korumak için müdara buyurdu.
Medine’de kaht (kuraklık) oldu. Hazret-i Âişe (r.anha) ye gelip yalvardılar. Resulullah (s.a.v.) ın türbesinin tavanını deliniz buyurdu.. Öyle yaptılar. Çok yağmur yağdı.kabr-i şerif ıslandı.

İslâm âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;
(1-Hilyet-ül evliya cild 2, sahife 43)
(2-Tabakat-ı İbn-i Sa’d cild 8, sahife 58)
(3-el-Â’lâm cild 3 , sahife 240)
(4- Eshab-i kiram sahife 310, 9, 10, 22, 27, 47, 72, 76, 78)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Âişe-i Sıdık radiyallahu anha’nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu