‘Kadın Sahabeler’ olarak etiketlenmiş yazılar

Peygamber (s.a.v.) ın zevcelerinin bulunduğu Baki’ mezarlığı (Medine-i Münevvere)

Hazret-i Sevde binti Zem’a (Radiyallah-u anha);

Peygamber efendimiz (s.a.v.) in muhterem hanımlarından biri, Nesebi (silsilesi), Sevde binti Zem’a bin Kays bin Abdişems bin Abdivüdd bin Nasr bin Mâlik bin Hasel bin Âmir, el-Kureyşi, el-Âmirdir.

Annesinin ismi ise Şemmus bint-i kays ibn-i Zeyd ibn-i Amr ibn-i Amiriye’dir. Doğum tarihi kesin olarak bilnmeyen Hazret-i Sevde (r.anha) nin vefatı ise Hazret-i Ömer (r.a.) in halifeliğinin son yıllarına rastlanır.

Hazret-i Sevde (r.anha), amcasının oğlu Sekran ibn-i Âmir ile ilk evliliğini yapmıştı. İslamiyetin geldiği ilk yıllarda; kocası Sekran ibn-i Âmir ile iman ederek Müslüman oldular. Bu sırada Mekkeli müşriklerin Müslümanlara yaptıkları ezâ ve cefâlar dayanılmaz, akıllara durgunluk, verecek halde idi.

Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) Müslümanların Habeşistan’a hicretine izin vermişlerdi. Hazret-i Sevde (r.anha); kocası Sekran (r.a.) ile birlikte ikinci Habeşistan hicretine katılarak oraya gitmişlerdi. Hazret-i Sekran (r.a.) Mekke’ye dönüşünden kısa bir müddet sonra vefat etti.

Hazret-i Sevde (r.anha), kocası Hazret-i Sekran (r.a.) nın vefatından önce şöyle bir ru’ya görmüştü. Ruyada Peygamberimiz (s.a.v.), mübarek ayaklarını Sevde (r.anha) nın omzuna koymuşlardı. Hazret-i Sevde (r.anha) de gördüğü bu ru’yasını, kocası Hazret-i Sekran (r.a.) a anlatmıştı.

Ru’ya yı dinleyen Sekran (r.a.) dedi ki;

-“Ey Sevde, sen gerçekten böyle bir ru’ya gördünse. Bu benim mutlaka öleceğime, senin de Hazret-i Peygamber (s.a.v.) ile evleneceğine bir işarettir.

Sevde (r.anha) birkaç gün sonra başka bir ru’ya daha gördü. Kendisini bir yastığa yaslanmış, gök yüzünden inen ay başının etrafında dönmüştü. Hazret-i Sevde (r.anha) gördüğü bu güzel ruyasını da kocası Hazret-i Sekran (r.a.) a anlattı.

Sekran (r.a.) bu ruyayı da dinledi ve şöyle dedi;

-“Ey Sevde (r.anha) bil ki artık benim ölümüm yaklaşmıştır. Ben öyle inanıyorum ki; benim ölümümden sonra mutlaka evleneceksin.” Dedi. Gerçekten de Hazret-i Sekran (r.a.) bu ruyadan bir kaç gün sonra vefat etti.

Hazret-i Sevde (r.anha), kocası Hazret-i Sekran (r.a.) nın vefatında elli yaşlarında idi. O’nun imanındaki sadakatı, bütün zorluklara rağmen İslâm dininden dönmemesi, bu yolda başını ortaya koyması, Peygamberimiz (s.a.v.) üzerinde çok derin bir tesir bırakmıştı. Fakat Hazret-i Sevde (r:anha) kocasının vefatı ile çok üzüldü. Sanki kolu kanadı kırılmış gibiydi. Hiçbir sahhabenin üzülmesine ve kalbinin kırılmasına dayanamayan Peygamberimiz (s.a.v.) yaşlı ve dul olan Hazret-i Sevde (r.anha) ye evlilik teklif etti. O ise bunu sevinerek kabul etti. Böylece üzüntüsü ve kederi gitmiş, yaradılmışların en şereflisine eş olma seadeti gelmişti.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) evlenmelerinin hepsini; Hazret-i Âişe (r.anha) yi Allah-u Teâlâ’nın emri ile nikahladiktan sonra yaptı. Bunlar dini, siysi ve merhamet ve ihsan ederek yapılan evlenmelerdir. Nitekim Sevde (r.anha) ile olan evlenme de böyledir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki;

-“Bütün zevcelerimle evliliklerim ve kızlarımı evlendirmem, hepsi Cebrail aleyhis selam’in Allah-u Teâlâ’dan getirdiği izinle olmuştur.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Sevde (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Peygamber (s.a.v.) ın zevcelerinin bulunduğu Baki’ mezarlığı (Medine-i Münevvere)

Hazret-i Sevde binti Zem’a (Radiyallah-u anha) -2

Sevde (r.anha) iman edip Müslüman olduğu zaman, babası Zem’a ile kardeşi Abdullah henüz İslam Dini’ni kabul etmemişlerdi. O’nun İslamiyetten aldığı güzel ahlakı, edebi ve terbiyesi; çevresi üzerinde çok büyük tesir yapmıştı. Onlara devamlı hareket ve sözleriyle İslamiyetin üstünlük ve büyüklüğünü anlatırdı.

Hazret-i Sevde (r.anha) nin Peygamberimiz (s.a.v.) ile evlenmesini duyan kardeşi Abdullah bin Zem’a çok üzüldü. Saçını başını yolmaya başladı. Eline yüzüne üzüntüsünden toprak serpmişti. Daha sonra bu yaptıklarından pişman olduğunu şöyle anlatmıştır;

-“Zem’a nın kızı Sevde (r.anha) nin Resulullah (s.a.v.) a nikahladığını duyunca saçımı yolduğum, başım ve yüzüme topraklar serptiğim zamanki kadar, gülünç ve aşağı duruma düştüğümü hiç hatırlamıyorum.” Demiştir.

Hazret-i Sevde (r.anha) nin iman bütünlüğü, çevresinde bulunan kardeşleri ve yeğenlerine çok te’sir etmişti. Onların Müslüman olmasına sebeb olarak İslamiyeti ilk kabul edenler safına sokmuştu. Yakınlarının hepsi Peygamber efendimiz (s.a.v.) in Medine’ye hicretinden önce iman ederek Müslüman olmuşlardı.

Hazret-i Sevde (r.anha) , peygamberimiz (s.a.v.) e karşı çok itaatkar idi. O’na karşı edep ve terbiyesinde hiç kusur etmez, emirlerini titizlikle yerine getirirdi. Her yerde O’nunla beraber olamyı ve O’na hizmetle şereflenmeyi canla başla isterdi. Çok şakacı ve latifeyi severdi. Bir çok kere Peygamber efendimiz (s.a.v.) i şakalarıyla sevindirmiş ve dua’sını almıştır.
Hazret-i Sevde (r.anha) de, Peygamebrimiz (s.a.v.) ile birlikte diğer hanımları gibi sırası geldiğinde savaşlara iştirak ederdi. Uhud savaşına katılarak, oradaki birçok Müslümanlarının yarasını sarmış, onlara su taşıyarak çok büyük hizmetler etmişti. Peygamberimiz (s.a.v.) ile son vedâ haccında bulunmuş, O’nun vefatından sonra bir daha hac ve Umre’ye gitmemiştir.

Sevde (r.anha), alçak gönüllüğü, eli açıklığı, bol sadaka dağıtmasıyla tanınırdı. Kendisine gelen bütün hediyeleri fakirlere verir, onların sevinmesinden çok zevk duyardı.

Bir gün Peygamber efendimiz (s.a.v.) in hanımları huzura toplanarak O’na sordular;

-“Ya Resulullah (s.a.v.), bizim içimizden hangimiz size en önce kavuşacak dersiniz?”

Bunun üzerine Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) de;

-“Vefatımdan sonra bana ilk kavuşacak olan kolu uzun olanınızdır.” buyurduğunu Sevde (r.anha) rivayet etmiştir.

Peygamber efendimiz in vefatından sonra hanımlarının içinde en çok sadaka dağıtan ve cömert olan Hazret-i Zeyneb binti Cahş (r.anha) vefat etti.

Peygamberimiz (s.a.v.) in diğer hanımları ise yukarıdaki hadis-i şerifin manasını ancak o zaman anlayabilmişlerdi.

Peygamberimiz (s.a.v.) den bizzat işiterek rivayet ettiği hadis-i şerifler dört – beş taneyi geçmemektedir. Sevde (r.anha) nin Hazret-i Ömer (r.a.) in halifeliğinin son zamanlarında vefat etmesi de az hadis rivayetinde bulunduğunu doğrulamktadır.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(1-el-Â’lem cild;3, Sahife;145)
(2-Tabakât-ı İbni Sa’d cild; 8, Sahife; 52)
(3-Müsned-i Ahmed bin Hanbel cild; 6 sahife; 429)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Sevde (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Baki’ (Çok eski resim)

Hazret-i Hafsa binti Ömer (Radiyallah-u anha);

Resulullah efandimiz (s.a.v.) in mübarek hanımlarından. Ömer bin Hattab (r.a.) ın kızı olup, annesinin ismi Zeyneb binti med’un’dur. Kâ’be’nin Kureyş tarafından yapıldığında, biesten beş sene önce doğdu. Hazret-i Ömer (r.a.), İslamiyeti kabul edince, Mekke’de Müslüman oldu. Huneys bin Huzafa (r.a.) ile evlendi. Huneys (r.a.) ile ilk muhacirlerden olup, önce Habeşistan’a, sonra Medine’ye hicret etti. Huneys (r.a.), Bedir ve Uhud gazvelerine katılıp, Uhud’da yaralanıp, Medine’de şehit oldu. Genç yaşta dul kaldı.

Hazret-i Hafsa (r.anha), genç yaşta dul kalınca; babası Hazret-i Ömer (r.a.) hicretin üçüncü yılında Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e ve Hazret-i Osman (r.a.) a

-(“kızımı alırmısın”) dedikte,

Hazret-i Ebû Bekir ve Osman (ridvanıllahı Teâlâ halayhim ecmain)

-(“düşüneyim”) demişlerdi.

Bir gün, Resulullah (s.a.v.), her üçü ve başkaları yanında iken;

-“Ya Ömer seni üzüntülü görüyorum, sebebi nedir?” diye sordu.
Bir şişedeki mürekkebin rengi kolay görüldüğü gibi, Resuluallah (s.a.v.) da herkesin düşüncesini bir bakışta anlardı. Lüzüm görürse sorardı. O’na, hatta herkese doğru söylememiz farz olduğundan,

Hazret-i Ömer (r.a.) de;

-“Ya Resulallah (s.a.v.), kızımı Ebû Bbekir’e ve Osman’a teklif ettim, almadılar.” Diye cevap verdi.

Resulullah (s.a.v.) en çok sevdiği üç eshabının üzülmesini hiç istemediğinden, onları sevindirmek için hemen buyurdu ki;

-“Ya Ömer! Kızını, Ebû Bekir’den ve Osman’dan daha iyi birisine versem ister misin?”

Ömer şaşırdı. Çünkü Ebû bekir’den ve Osman’dan (r.a.) daha yüksek ve daha iyi kimse olmadığını biliyordu.

-“Evet Ya Resulallah.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Ya Ömer, kızını bana ver!” buyurdu.

Bu suretle, Hafsa (r.anha) Ebû Bekir (r.a.) in ve Osman (r.a.) ın ve bütün Mü’minlerin anaları oldu. Bunlar, ona hizmetçi oldu. Ebû Bekir (r.a.) ve Osman (r.a.) birbirlerine daha yakın ve daha sevgili oldular.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Hafsa binti Ömer (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Baki’ mezarlığı (Osmanlılar zamanındaki hali)

Hazret-i Hafsa binti Ömer (Radiyallah-u anha) – 2

Peygamber efendimiz (s.a.v.) hazret-i Hafsa (r.anha) yı bir ara boşadıysa da, Cebrail Aleyhisselam’in işaretiyle tekrar nikahına aldı. Hazret-i Hafsa (r.anha) ayet-i kerime içinde geçip, hakkında hadis-i şerif söylendi.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) kedisine hitaben;

-“Ey Hafsa! Sakın çok konuşma! Allah’ı anmadan çok konuşmak, kalbi öldürür. Allah’ın zikri ile çok konuşmak ise kalbı diriltir.” Buyurdu.

Yine Hazret-i Âişe-i Sıddık ile ikisine;

-“Allah’a tevbe ederseniz kalbleriniz meyl eder.” Buyurdu.

Hafsa (r.anha) Altmış hadis-i şerif bildirdi.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) in sabah namazı için kalktığında abdest aldıktan sonra evinde sabahın sünnetini kıldığını haber vererek hadis kitablarına geçirdi.

-“Peygamber efendimiz (s.a.v.) in oturarak tesbih namazı (nafile) kıldığını görmedim. Ancak vefatından bir sene önce tesbih namazlarını oturarak kılmaya başladı.” Buyurdu.

Peygamberimiz (s.a.v.) Hazret-i Hafsa (r.anha) ya hususi olarak kendisinden sonra hazret-i Ebû Bekir (r.a.) ve hazret-i Ömer (r.a.) in halife olacağını bildirdi.

Hazret-i Hafsa (r.anha), bilgili, iradesi kuvvetli, özü sözü bir idi. Hazret-i Âişe (r.anha), onun hakkında;

-“Hafsa (r.anha) tam manasıyla babasının kızıydı.” Buyurdu.

Dini vecibeleri hakkıyla yerine getirirdi. Geceleri ibadetle geçirir, gündüzleri oruç tutardı. senenin çoğunu oruçlu geçirirdi.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) in nikahıyla şereflendikten sonra dini pek çok hususlara bizzat şahid oldu. Çok bilgili idi.

Abdullah bin Ömer (r.a.), Safiye binti Ebû Ubeyde, ümmü Mübeşşir, Hamza bin Abdullah, harise bin Vehb, Abdurrahman bin haris (Ridvanıllahı teâlâ aleyhim acmain) talabeleri olup, pek çok hususu rivayet edip haber verdi.

Hazret-i Hafsa (r.anha) ya Peygamberimiz vefat edince, Beyt-ül-mal’dan tahsisat ayrıldı.

Hazreti Ömer (r.a.) ın hilafetinde ise kendisine divandan onbin dirhem tahsisat bağlanarak geçindi. Babası şehid olurken, Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in toplatmış olduğu Kur’an-i kerim’i muhafaza etmekle vazifelendirildi. Osman (r.a.) nın hilafetinde Kur’an-i kerim’in çoğaltılması esnasında muhafaza ettiği nüshayı halife’ye teslim etti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Hafsa binti Ömer (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Baki’ kabristanlığı şimdiki hali (yeni resim)

Hazret-i Hafsa binti Ömer (Radiyallah-u anha) – 3

Hazret-i Hafsa (r.anha), 45 (m.665) senesi Şaban ayında Medine-i Münevvere’de vefat etti. Cenaza namazını Mervan Âmil (r.a.) kıldırdı. Ebû Hureyre (r.a.) de cenazayi Bugayre’nin evinden kabristanlığa kadar sırtında taşıyıp, tabutunu bırakmadı. Baki’ kabristanlığında Abdul bin Ömer, Asım bin Ömer, Salim bin Abdullah, Hamza bin Abdullah (Ridvanıllahı teâlâ aleyhim acmain) kabre koyup, defn ettiler.

Peygamberimiz (s.a.v.) den 60 (altmış) hadis-i şerif rivayet etmiş, kendisinden de Buhari, Müslim, Ebû Davud, Tirmizi, Nesei ve İbn-i Maceh hadis nakletmişlerdir.

Rivayet ettiği hadis-i şerfilerden bazıları;

-“Peygamnber efendimiz (s.a.v.) Ramazan’da müezzin ezân okuyunca, yiyip içmeyi keser, iki rekat namaz kılardı.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) yataklarına yattıkları zaman sağ ellerini başlarının altına koyar ve şöyle dua ederdi.

(-“Rabbi kını azâbake yevme teb’-asü bâdeke”)

“Yarrabi insanların ba’s olunacakları günde beni azbdan koru.” (3 defa)

Peygamer efendimiz (s.a.v.) sağ eliye yer, sağ eliyle içer, abdeste, giyinmeye, almaya ve vermeye sağdan başlardı. Bundan başka işlere soldan başlardı.

Birgün Resul-i Ekrem (s.a.v.) elbisesini diz kapaklarının altına kadar sıvayıp istirahat ediyordu. Hazret-i Ebu Bekir (r.a.) gelip izin istedi. Habib-i Ekrem izin verdiler, hallerini değiştirmediler. Sonra Hazret-i Ömer (r.a.) gelip izin istedi. On’a da izin verdiler ve hallerini değiştirmediler. Bir gurup Eshab-ı kiram da gelip izin istediler. Onlara da izin verdiler ve hallerini değiştirmediler. Daha sonra Hazret-i Osman (r.a.) gelip izin isteyice Resul-i Ekrem (s.a.v.) hemen toparlandı. Elbisesini düzeltiler.

Hepsi gitikten sonra, R esulullah (s.a.v.) a;

-“Ey Allah’ın Resulü, Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer ve diğer Eshab-i Kiram geldiler. Durumunuzu değiştirmediniz. Sonra Hazret-i Osman (r.a.) geldi elbisenizi düzeltiniz.” Deyince

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Meleklerin bile haya ettiği Osman’dan hayâ etmiyeyim mi?” buyurdu.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(1-et-İstiab; sahife, 734)
(2-Usud-el-gabe; cild, 5 sahife, 421, 425)
(3-Sahih-i Buhari; cild. 2 sahife, 725, 768)
(4-Müsned, Ahmed bin Hanbel; cild, 6 sahife, 283)
(5-Tabakat-ı İbn-i Sa’d; cild 8, ahife, 81)
(6-el-İsabe; cild 5, sahife, 273)
(7-Hilyet-ül-evliye; cildi 2, sahife, 50)
(8-Sünen-i Ebû Dâvûd, Zikri Hafsa)
(9-Zerkani, Mevehib-iledünniyr şerhi; cild 3, sahife, 721)
(10-Tam ilmihal Se’deti Enbiyye; sahife, 109)
(11-Eshab-i Kiram; sahife, 342)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Hafsa binti Ömer (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Baki’ Kabristanı (çok eski resim) Osmanlılar zamanındaki hali

Hazret-i Zeyneb binti Huzeyme (radiyallah-u anha);

Resulullah (s.a.v.) in mübarek hanımlarından. Nesebi, Zeyneb binti Huzeyme bin Abdillah bin Amr bin Abdimenaf bin hilal bin Âmir bin Sa’saa el Hilaliyyedir. Lakabi Ümmül mesâkin” dir.

Mü’minlerin annesi Hazret-i Zeyneb (r.anha) önce Hazret-i Abdullah bin Cahş (r.a.) ile evli idi. Abdullah (r.a.) Resulullah (s.a.v.) ın halası Ümeyme’nin oğlu idi. Uhud savaşında şehid oldu. Diğer rivayete göre, ilk önce Tufeyl bin Haris’ın hanımı idi. Tufeyl boşayınca kardeşi Ubeyde bin haris ile evlendi. O da Bedir Savaşı’nda şehid oldu.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) Hazret-i Hafsa (r.anha) dan sonra hicretin üçüncü senesi Ramazan ayında Hazret-i Zeyneb (r.anha) ile evlendi. Kendisine dörtyüz dirhem “mehr” verdi.

Hazret-i Zeyneb (r.anha), İslamiyet’ten önceki devirde fakir, yoksul ve muhtaçlara çok   “m e r h a m e t”ettiği veş e f k a t l ı”  davrandığı, onlara daima yemekler yedirip sadakalar verdiği için “Ümmül mesâkin” (Fakirlerin annesi) lakabiyle tanınırdı.

Çok ibadet yapar, çok sadaka verirdi. Eline geçen mal ve parayı bekletmeden hemen sadaka olarak dağıtır, bizzat fakir ve düşkünleri arar, bulur ve onlara yardım ederdi.

Hazret-i Zeyneb binti Huzeyme (r.anha), Peygamberimiz (s.a.v.) in nikahı ile şereflendikten sekiz ay kadar kısa bir zaman sonra 4 (m. 626) senesi Rebiulâhir ayında otuz yaşlarında vefat etti.

Resulullah (s.a.v.) namazını kıldırtıktan sonra Onu Medine’nin Baki’ kabristanına defnetti.

Peygamberimiz (.a.v.) hayatta iken yalnız Hazret-i Hadice ve Hazret-i Zeyneb vefat ettiler. Resulullah (s.a.v.) ın vefatından sonra ise hanımları arasında ilk vefat eden Hazret-i Zeyneb binti Cahş (r.anha) dır.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(1-el-İsabe cild, 4 sahife, 315)

(2-el-İsabe cilt 4 sahife, 314)

(3-el-İsabe cilt 4, ashife, 312)

(4-Tam ilmihal Se’det-i Ebediye sahife, 1089)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Zeynep binti Huzeyme (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

 

Kâ’be-i Şerif (Çok eski resim)

Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha);

Peygamber efendimiz (s.a.v.) in hanımlarından. İsmi Hind’dir. Künyesi Ümmü Seleme’dir. Künyesiyle meşhurdur.. Babası Ebû Umeyye Süheyl bin Muğire bin Abdullah bin Ömer bin Mahzum, annesi Âtıke binti Âmir’dir.

Mekke’de Bi’setten onbeş sene kadar önce doğduğu tahmin edilmektedir. Medine’de 57 (M. 667) senesinde vefât etti.

İlk önce halasının oğlu Ebû Seleme bin Abdulesad ile evlendi. Kocasıyla beraber İslâmiyeti ilk kabul edenlerdendir. Mekke’deki kâfirlerin, Müslümanlara eziyet ve zararları dayanılmayacak bir hal alınca, Habeşistan’a hicret etti.

Habeşistan’da Zeyneb, Seleme, Ömer ve Düre isimlerinde dört çocuğu doğdu.

Mekke’ye tekrar geldilerse de, kafirlerin Müslümanlara zulümleri neticesinde Bi’setin onbirinci senesinde Medine’ye hicret etmek istediler.

Medine yolunda da eziyet ile karşılaştılar. Yolları tutulup, kocasından ve çocuklarından ayırdılar. Ebû Seleme Medine’ye gidince, Ebtah’ta bir yıla yakın ağladı. Amcasıoğlu insafa gelip, akrabalarına Ümmü Seleme’nin acı halini anlattı.
Medine’ye kocasının yanına gitmesine müsaade ettiler. Çocuğunu da yanına alıp, Kûba’da kocasıyla buluştu. Ebû Seleme ile Medine’ye geldi.

Ümmü Seleme (r.a.), Ebû Seleme’nin sevinçli geldiğinde:

-“Resulullah’tan (s.a.v.) bir söz işittim. Ona sevindim.”

-“Müslümanlardan, musibete uğrayan bir kimse, musibete uğradığı zaman;

-“İnna lillâhi ve innâ ileyhi râciun” der ve sonra da;

-“Ya Rabbi! Uğradığım bu bu musibetimde bana ecir ihsan et.

-“Uğranılan musibetime karşılık daha hayırlısını bedel kıl.” Diye dua ederse, muhakkak, Allah (c.c.) bunun mükafatını verir.” Buyurduğunu rivâyet etti.

Ebû Seleme (r.a.) Uhud Gazvesine katılıp yara aldı. Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha) kocasına;

-“İşittiğime göre, kocası vefât eden Cennetlik bir kadın, başkasıyla evlenmezse, Allahu Teala (c.c.) onu Cennette kocasıyla bir araya getirecek. Yine Cennetlik kocası bir başkasıyla evlenmezse Allahu Teala (c.c.) onu da Cennete hanımı ile beraber götürecek. O halde, gel seninle sözleşelim. Ne sen, benden sonra evlen; ne de ben, senden sonra evleneyim.” Deyince;

Ebû Seleme, hakikaten sözünü tutup, tutamayacağını sorunca:

-“Ben sana itaat etmek, sözünü dinlemek için danıştım.”

Bu cevap üzerine Ebû Seleme;

-“Ben vefat edince sen evlen.” Buyurup;

-“Allahım! Ümmü Seleme’ye, benden sonra, benden daha hayırlı, onu hor görmeyecek, incitmeyecek bir koca nasib et.”

Diye dua etti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Ümmü Seleme (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Medine-i Münevvere -Çok eski resim-  (Mekke müzesinden alınmıştır)

Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha) – 2

Ebû Seleme, Uhud Gazvesi’nden sonra şehid olunca, dul kaldı.

Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) Hz. Ebû Seleme’nin şehidliğini haber verip, nasıl dua edeceğim diye sual buyurunca;

-“Ya Rabbi! Beni ve onu afv eyle! Bana onun ardından, ondan daha hayırlı, daha güzel, bir bedel ihsan et.” Duasını öğretip, hayret etmesine rağmen emrini yerine getirdi. Hayreti ise, hayırlının kim olduğudur. İddet müddeti bitince; önce Hz Ebû Bekir sonra da Hz. Ömer talip olup, istediyse de, kabul etmedi. Resulullah (s.a.v.) isteyince de, dünürcü Hatib bin Ebî Beltaa’ya; Resulullah’a (s.a.v.) hürmetlerini arz ettikten sonra, kıskançlığını, çocuklarını ve şahid olarak velisinin bulunmadığını bildirdi.

Resulullah da (s.a.v.) Allahu Teala’nın (c.c.) kıskançlığı gidereceğini, kendisi çocuklarına bakacağını bildirince, nikah kıyıldı. Mihr ve cehiz olarak; iki adet el değirmeni, birer adette su testisi, çanak, deri yüzlü ve içi hurma dolu bir yastık ile içi hurma lifi dolu bir döşek verdi.

Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha):

-“Ya Rabbi! Beni Ebû Seleme’yi efv eyle! Bana O’nun ardından, ondan daha hayırlı, daha güzel bir bedel ihsan eyle.!” Diye ettiği dua kabul olarak, Hz. Muhammed (s.a.v.) ile nikahlanmak nasib oldu.Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile 4(m. 626) senesinde Şevval ayının sonunda evlendi. Hz. Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha), Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Vedâ Haccı dâhil vefâtına kadar yanında kaldı.

Pek çok hâdiseye şahid olup, hadis-i şerif dinlemekle şereflendi. Bunların da üçyüzyetmişsekizini rivâyetle Müslümanlara intikal ettirdi. Kendisinden çocukları Ömer, Zeyneb, kardeşi Âmir, yeğeni Mus’ab bin Abdullah, kölelerinden Benhan, Abdullah bin Rafi, Safine, İbni Sefine, Ebû Kesir, azaldı cariyesi Hasn ve annesi Hayre, Safiye binti Şeybe, Hind binti Haris Feasiye, Kubeyse binti Durayb, Abdurrahman ibni Haris, İbni Hişam, Ebû Osman Ahdi, Ebû Va’il, Sa’d bin Müseyyib, Ebû Seleme, Hamid bin Abdurrahman, Urve bin Zübeyr, Ebû Bekir bin Abdurrahman, Süleyman bin Yaser hadis-i şerifi rivâyet etti.

Hz. Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha), hadis ilminde üstün olduğu gibi, Eshâb-ı kiram kadınlarının içinde fıkhı en iyi bilenlerdendi. Hayatını zühd, takva ve ibadetle geçirdi. Her ayın ilk Pazartesi, Perşembe ve Cuma günlerinde oruç tutardı. Namazın faziletlerine ve vaktine çok dikkat ederdi. Öğle namazını geciktirenlere;

-“Zat-ı Saadetleri Hazreti Muhammed (s.a.v.) öğle namazını erken kılardı, siz ise ikindiye bırakıyorsunuz.” Diyerek geç kılmamalarını tavsiye etti.

İnsanlara merhametli, çocuklara çok şefkatliydi. Müşvik bir anne olup, ilk kocasından olan çocukları hakkında

Resulullah’a (s.a.v.);

-“Bunlara gösterdiğim şefkat karşılığı ben ne kadar sevab elde edeceğim.” Diye sorunca çok sevap olduğu cevabını aldı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Ümmü Seleme (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

 

Medine-i Münevvere -çok eski resim- (Mekke müzesinden alınmıştır)

Ümmü Seleme (Radiyallah-u anha) – 3

Kendisi cömert olduğu gibi başkalarını da teşvik ederdi. Fakirlerin ihtiyacını karşılayıp, iki hurma da olsa boş göndermezdi.

Eshab-ı kiram’ın büyüklerinden Abdurrahman bin Afv, çok miktarda mal ve servetinin biriktiğini, dağılıp gideceğini söyleyince; harcayıp dağıtmasını tavsiye etti.

Bu hususta Peygamberimiz (s.a.v.) in bir hadis- şerifini rivayet etti:

-“Benim sahabilerim içinde öyle kimseler vardır ki, benden sonra gözleri bir şey görmez.”

Yine Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) şöyle dua ettiğini rivayet etti:

-“Ey kalbleri halden hale inkılab ettiren! Kalbimizi Senin dinin üzerine sabit kıl.”

Yine Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) şöyle dua ettiğini rivayet etti:

-“Allahım! Kalbimi temizlemeni ve edep yerimi korumanı Senden dilerim.”

Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) çok hürmetkar olup onun her şeyi ile bereketlenmek istedi. Kendisi hizmetini yaptığı gibi, ömrünün sonuna kadar Resulullah’a (s.a.v.) hizmet etmek şartıyla kölesini azad etti.

Bereketlenmek niyetiyle Peygamberimizin (s.a.v) mübarek sakalından birkaç teli gümüş kutuda saklardı.
Eshabi kiram’dan birinin bir sıkıntısı olursa, bir kâse su getirip sakal-ı şerifi suya daldırır, o kimsenin yüzüne sürerdi. O kimsenin de sıkıntısı giderdi. Kadınların nemahreme yani yabancilara görünmemesi hususunda da şu hadis-i şerifi nakletti.

-“İbn-i Ümmü Mektûm âma (gözleri görmeyen) olup, birgün Resulullah (s.a.v.) ın huzuruna girmek için musaade istedi. Ümmü Seleme (r.anha) ve Hazret-i Meymûne (r.anha) de oradaydı.”

Resul-i Ekrem (s.a.v.) hanımlarına;

-“Çekilin ve saklanın” buyurunca

Hanımları;

-“Bu gelenin iki gözü de görmez. Niçin çekilelim?” diye sebebeini sorunca;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

–“O görmüyorsa siz de de mi görmüyorsunuz?” cevabını aldıklarını nakletti.

Hazret-i Ümmü Seleme (r.anha), Peygamber efendimiz (s.a.v.) in en son vefat eden mübarek hanımıdır. Medine’de  57 (m. 667) senesinde vefat etti. Medine-i Münevvere’de Baki’ kabristanlığına defn edildi.

Rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları;

Peygamber  efendimiz (Sallallahu alyehi ve selem) buyuruyor ki;

-“Namaz, (namaza devam edin). Eliniz altında bulunanlara güçlerinden fazla iş teklif etmeyin. Kadınlarınız hakkında Allah-u Teâlâ’dan korkun; Onlar sizin elinizde (bir nevi) hüriyetlerini kayıpetmişlerdir. Onları, Allah ile muâhede ederek aldınız ve Allah ahdı ile onları kendinize helâl ettiniz. (Allah’tan korkun onlara iyi muamelede bulunun.)”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Ümmü Seleme (radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Kâ’be-i Şerif (çok eski resim)

Hazret-i Zeyneb Binti Cahş (Radiyallah-u anha) ;

Peygamber efendimiz (s.a.v.) in mübarek hanımlarından. İsmi Zeyneb, künyesi Ümmü Hakem’di. Beni Esad kabilesinden Burre’nin kızı olup, annesi Resulullah (s.a.v.) ın halası Ümeyme’dir. Burre iman etmediği için Cahş denildi.

Mekke’de Bi’setten yirmi sene önce doğup, Medine’de 20 (m. 640) yılında vefat etti.

Hazret-i Zeyneb (r.anha) ilk iman edenlerdi. Mekke’den Medine’ye hicret etti. Bekârdı. Resulullah (s.a.v.) azaldı kölesi olan Zeyd bin Harise (r.a.) ye 2 (m.623) yılında nikahladı. Zeyd bin Harise (r.a.)i Hazret-i Zeyneb (r.anha) in hakkını gözetmediğinden bir yıl sonra hicretin üçüncü senesinde ayrıldılar.

Hazret-i Zeyneb (r.anha) Zeyd (r.a.) den ayrıldıktan sonra geçen bir kaç ay içinde, bir azâdlı tarafından zevceliğe layık görülmemiş bir duruma düşmesini düşünüp, üzülüyordu.

Resul aleyhis selam, halasının kızının durumuna üzülüp, onun şerefini iâde etmek, aynı zamanda bir cahiliye âdeti olan, evlatlıkların zevceleriyle evlenme yasağını ortadan kaldırmak istiyerek. Hazret-i Zeyneb (r.anha) i nikat etmek istedi.

Zeyneb (r.anha) bunu işitince sevincinden iki rekat namaz kılıp;

-“Yâ Rabbi! Senin resûlün (s.a.v.) beni istiyor. Eğer o’nun zevceliği ile şereflenmemi takdir buyurdun ise, beni o’na sen ver.” diye dua etti.

Duâsı kabul olup, Ahzab suresinin otuzyedinci ayet-i kerimesi gelerek;

-“Zeyd, onun hakkında istediğini yaptıktan sonra (yani Zeynebi boşadıktan sonra) biz, onu sana zevce eyledik.” Buyuruldu.

Zeyneb (r.anha) in nikahını Allah-u Teâlâ yaptığı için, Resulullah (s.a.v.) ayrıca nikah yapmadı. Hazret-i Zeyneb (r.anha) bununla her an öğünür ve

–“Her kadını babası evlendirir. Beni ise kulu olduğum Allah-u Teâlâ (c.c.) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a nikahladı.” Derdi.

O zaman otuzsekiz yaşında idi.

Zeyneb (r.anha) in, Zeyd bin Harise (r.a.) ile nikahlanıp evlenmesi ile, Eshab-i kiram arasında hâlâ devam eden bir çok örf ve âdetlerin (gelenek görenek) ortadan kalkması sağlanmıştır.

Mesele;

Önceleri halk zanederdi ki, evlad edinilmiş bulunan kimse, kendi öz evladı hükmünü almaktadır.

Cenabı Hak, son Peygamberi vasitesiyle amelen bu hususu değiştirmiş ve ortadan kaldırmıştır. Hür kimse ile köleyi aynı seviyede tutmuştur. Aradaki imtiyazı ortadan silip atmıştır. Hazret-i Zeyd (r.a.) gibi bir köleyi, Beni Haşim ile aynı seviyeye getirmiştir.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Zeyneb Binti Cahş (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu