‘Hayat-üs Sahabe’ olarak etiketlenmiş yazılar

Mina (Akabe cemaratı’ndan genel görünüş)

Übeyy bin Kab (Radiyallah-u anu);

Eshab-i Kiramdan, Hazrec kabilesinin Hudeyle kolundan. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. 35 (M. 656) senesinde Medine’de vefat etti. Cenaze namazını Hazret-i Osman (r.a.) kıldırdı. Baki kabristanında medfundur. Annesi Neccar hanedanından Süheyl’dir.

Hazret-i Ubeyy (r.a.) İslamiyetin Medine taraflarında yayıldığı sıralarda İkinci Akabe biatından önce Müslüman oldu; daha sonra yetmiş kişi ile Akabe’ye iştirak ederek, Müslümanlığını ve Resulullah (s.a.v.) a olan bağlılığını kuvvetlendirdi.

Hicretten sonra Resulullah (s.a.v.) kendisini Aşere-i mübeşşere’den (cennetle müjdelenen) Said bin Zeyd (r.a.) ile kardeş yaptı. Peygamberimiz (s.a.v.) ile birlikte bütün gazâlara iştirak etti. Yüce kitabımız Kur’an-i Kerim’in en güzel şekilde okunmasında ve toplanmasında büyük hizmetleri olmuştur.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Kur’an-i kerim’i en iyi okuyanınız Übeyy bin Ka’b’dır.” Buyurmuştur.

“Kur’an okuyanların efendisi” ve Ensar (r.anhüm) ın efendisi, lakabları da O’na aittir

Zekat emri geldikten sonra Resulullah (s.a.v.) kendisini Beni Huzeym, Beni Kudame, Beni sad ve Beni Uzre kabilelerinde zekat toplamakla vazifelendirdi. Bu vazifeyi hakkıyla yerine getirdi. Hicretten sonra İLK VAHİY KATİBİ OLMAK ŞEREFİNE NAİL OLDU. Resul-i Ekrem (s.a.v.) zamanında Kur’an-i Kerim’i tamamen ezberledi.

Katıldığı bütün gazvelerde büyük kahramanlıklar gösterdi. Uhud savaşında çarpışırken kendisine bir ok isabet etmiş, ok çıkarılıp yeri dağlanarak tedavi edilmişti.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem), bir gün Hazret-i Ubeyy (r.a.) e;

-“Ya Ebe’l-Münzir! Allah’ın kitabından ezberlediğin ayetlerden hangisi büyüktür?” buyurdu.

Ubeyy (r.a.);

-“Allah-u Lâ ilahe illâ hüve’l-hayyül-kayyum” (Ayet-el-kürsi) dir cevabını verince

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem), mübarek elini Ubeyy bin Ka’b (r.a.) ın göğsüne vurarak;

-“İlim sana mübarek olsun.” Buyurtmuştur.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Übeyy bin Kab (Radiyallah-u anhu) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mina (Akabe cemaratınden genel görünüş)

Übeyy bin Kab (Radiyallah-u anu)- 2

Ubeyy bin Ka’b (r.a.) Kur’an-i Kerim’i en güzel okuyanlardan biriydi.

Bir gün resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) kendisine;

-“Ya Ubeyy, Allah-u Teâlâ bana, senin üzerine Beyyine suresi’ni okumamı emreti.” Buyurunca

Ubeyy bin Ka’b (r.a.);

-“Ya Resulallah, Rabbim zat-ı âlinize bizzat, benim ismimi verdi mi?” diye sormuş

Resulullah (Sallallahu aleryhi ve sellem) den;

-“Evet.” Cevabını alınca,

Sevincinden gözleri yaşarmıştır.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem), kendisine “Ebû Münzir” künyesini vermiş, adına ilaveten de “Seyyidül-Ensar” lakabını koymuştur.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın vefatından sonra Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), Kur’an-i Kerim’i toplama vazifesini üzerine almıştı. Bütün Eshab-i Kiram (r.anhüm) aynı vazifeye katılmış olup, Übeyy bin Ka’b (r.a.) da Kuran-ı Kerim’i toplama ve yazmaşınde görevlendirilmiştir.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) dönemimde önemli görevlerde bulunan Übeyy bin Ka’b (r.a.), Hazret-i Ömer (r.a.) devrinde de, Hazrec kabilesini, müşavere meclisinde temsil etmiştir. Ayrıca boş zamanlarında Müslümanlara dersler vermiş, ilim öğretmiştir.

Ayrıca bu devirde fetva vazifesini de üzerine almış, başka görevler verilmek istenince de kabul etmemiş, yalnız Ramazan ayında Mescid-i Nebevvi’de kılınan TERAVİH NAMAZLARINDA İMÂMLIK GÖREVİNİ KABUL ETMİŞTİR.

Hazret-i Ömer (r.a.) de kendisine;

-“Ebu’t-tufeyl, ve seyyidil müslümin” künyesini vermişlerdir.

Hazret-i Osman devrinde Kur’an-ı Kerim’in çoğaltılma işlerinde Übeyy bin Ka’b (r.a.) heyetin başkanı olmuş, başka önemli görevlerde de bulunmuştur.

Übeyy bin Ka’b (r.a.), hayatını İslami ilimlere adamış bir sahabi idi. Kur’an da, tefsirde, hadiste, büyük bir imâm olup, ünlü fakıhlerdendir. Medine-i Münevvere’de Übeyy bin Ka’b (r.a.), Peygamber efendimiz (s.a.v.) in meclisinden hiç ayrılmazlardı.

Bu sebeple Resulullah (s.a.v.) tan ilim öğrenme şerefine nail olmuştur. Bir çok defalar Peygamberimiz (s.a.v.) in mübarek iltifatlarına mazhar olan Übeyy (r.a.) in Tevrat’a incil’e ve diğer semavi kitablara ait bilgisi çok fazla idi.

İlmi yönden çok geniş bir kültüre sahip olması sebebiyle Hazret-i Ömer kendisine çok hürmet gösterir, danışılması gereken konularda O’nun salahiyetli (yetkili) olduğunu söylerdi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Übeyy bin Kab (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Arafat bölgesi

Übeyy bin Kab (Radiyallah-u anu)- 3

Übeyy bin Ka’b (r.a.), Kur’an-ı kerim’i bizzat Peygamber efendimiz (s.a.v.) den öğrenenler arasındadır. Her ayet-i kerime’nin manâsını iyi bilirdi.

Übeyy bin Ka’b (r.a.) talebelerine karşı çok edepli, nazik ve disiplinli bir sahabi idi. Derslerini ciddi ve düzenli olmasını ister, boş söz ve soruları dinlemez, lüzumlu sorulara titizlikle cevap verirdi. Talebelerinden ayrı bir yere oturmaz, onlarla aynı seviyede bulunur, öylece ders verirdi.

Übeyy bin Ka’b (r.a.) in başka bir özelliği de,Kur’an-i Kerim’i bizzat kendi el yazısıyla yazması idi.

Yazmış olduğu bu mushafa da; “Hazret-i Übeyy Mushafı” denilmektedir.

Übeyy bin Ka’b (r.a.), tefsir ilmine hizmet eden müfessirlerin başında gelmektedir. Kur’an-ı kerim’i bizzat kur’an-i kerim ile tefsir eder, Esbab-ı nüzul (inme sebepleri) hakkında geniş bilgiler verirdi.

Hadis ilminde de büyük bir muhaddis idi. Hadis nakil ve rivayet konusunda da çok ihtiyatlı haraket etmiş, toplam 164 hadis-i şerif rivayet etmiştir.

Übeyy bin Ka’b (r.a.), Esha-i Kiram (r.anhüm) in müctehidlerindendi. Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) devrinde fıkıh konusunda bir otoriteydi. Bu durumunu Hazret-i Ömer (r.a.) zamanında da muhafaza ederek ortaya çıkan bir çok meseleyi fetvalarıyla hal yoluna koymuştur.

Übeyy bin Ka’b (r.a.), mescide gelip gidenlerin temiz ve tertipli olmalarını çok isterdi. Aksi durum vaki olduğunda çok üzülürlerdi. İkinci bir husus olarak da bid’atten çok kaçınırlar, doğruyu açıklamaktan hiç çekinmezlerdi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) den ne görmüşlerse aynısını harfi harfine yaparlar, O’nun gibi yaşamaya çok dikkat gösterirlerdi. Peygamber efendimiz (s.a.v.) e karşı sevgi ve hürmeti de sonsuzdu.

“Haninü’l-Ciz” (Kuru hurma diğerinin ağlaması) mucizenin şahidlerinden ve ravilerinden birisi de Hazret-i Übeyy bin Ka’b (r.a.) dır.

Mescid-i Nebevvi’de minber yapılmadan önce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) orada bulunan kuru bir hurma direğine yaslanarak, hutbelerini verirlerdi.

Minber yapıldıktan sonra Resulullah (s.a.v.) ın o direği terk etmesi üzerine direk, kalabalık bir cemaatın huzurunda inleyerek ağlamıştı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bunun üzerine;

-“O’nun ağlaması, yanında okunan zikir ve hutbedeki zikr-i ilahi’nin ayrılığındandır.” Buyurmuştur.

Sonra Resulullah (s.a.v.) direğin yanına gelerek onu kucakladı ve bir şeyler konuştu.

Hurma ağacı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a;

-“Cennete beni dik ki, benim meyvelerimden Cenab-ı Hakkın sevgili kulları yesin. Hem bir mekan ki orada bekâ bulup, çürümek yoktur.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi vesellem);

-“Peki öyle yaparım.” Dedi

Ve ilave etti.

-“Ebedi âlemi, geçici âleme tercih etti.”

Daha sonra direk minberin altına konuldu. Mescid genişletilmek için minber yıkılıacağı sırada Übeyy bin Ka’b (r.a.) direği yanına aldı ve çürüyünceye kadar muhafaza etti.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Übeyy bin Kab (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Kıbleteyn’de bir hurma fidanınım yemiş verme halı

Übeyy bin Kab (Radiyallah-u anu)- 4

Bütün hayatını Kur’an-i kerim’in hizmetinde geçiren Hazret-i Übeyy (r.a.) buyurdular ki;

-“Mü’min dört vasfında belli olur. Belâ ve musibete maruz kaldığında sabreder. Ni’met ve ikrama mazhar olduğunda şükreder, konuştuğu zaman doğru konuşur. Hükmettiği zaman adalete riayet eder.”

Yine Hazret-i Übeyy (r.a.) buyurdular ki;

-“Mü’min beş nur içinde dönüp dolaşır. Cenab-ı Hakkın; “Nur üzerine nur” buyurması buna işarettir. O’nun sözü nur, ilmi nur, girdiği yer nur, çıktığı yer nur ve kıyamet günü gideceği yer nur’dur.”

Birgün Resulullah (s.a.v.) mübarek ellerini, Übeyy bin Ka’b (r.a.) ın göğsüne koydular ve buyurdular ki;

-“Ya Rabbi! Burayı şekden (şüphe) ve takzibden (yalanlamaktan) koru.”

Hazret-i Übeyy bin Ka’b (r.a.) buyuruyor ki;

-“O anda bana bir hal oldu ki gümüş gibi beyaz bir yer gözüme göründü ve ben de oradan Rabbim’e sanki nazar ediyorcasına korkudan ter içinde kaldım.”

Kays bin Ubade (r.a.) hazretleri buyuryor ki;

-“Ben Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) in görmek için Medine’ye geldim. Gördüklerim içinde en çok Übeyy bin Ka’b (r.a.) dan hoşlandım. Her zaman O’nun yanında kallmak isterdim. Hep ön safta namaz kılardı. Ben de O’na yakın yerde bulunurdum.”

Birgün namazdan sonra bana buyurdu ki;

-“Sen tüccar mısın?”

Ben de;

-“Evet” dedim.

Bana buyurdular ki;

-“Tüccarların çoğu helak olurlar (Sen onlardan olma.) Lakin ben Müslüman olan tüccarlara çok acırım.”

Übeyy bin Ka’b (r.a.), Enes bin Ali (r.a.) ye buyurdular ki;

-“Sizler iki şeyi yapınız: Birisi hak yoldur ki, O İslam dinidir. İkincisi de, Resulullah (s.a.v.) ın sünneti seniyyesidir. Kim ki bu iki şeye riayet eder ve onunla beraber Allah-u Teâlâ’yı zikr ederse, O’nun korkusundan gözlerinden yaş gelirse o kimsenin vücuduna ateş temes etmez. Kim ki İslam yolunun üzerinde olsa ve sünneti seniyyede yaşasa, Allah-u Teâlâ’yı çok zikretmezse ve O’ndan çok korksa bütün günahları dökülür. Sonbaharda ağaçların yaprakları sararıp solduğunda bir rüzgar vurduğu zaman o gevşemiş bütün yapraklar nasıl dökülürse, O’nun aşkı ve korkusuyla ağlayıp, bedeni titreyen kimsenin de o yapraklar gibi günahları dökülür.”

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Übeyy bin Kab (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Uhud dağı (Peygamber Aleyhis selam’ın dişleri şehid olunca kaldığı mağara)

Übeyy bin Kab (Radiyallah-u anhu)- 5

Ebû Ali (r.a.) buyuruyor ki;

-“Bir şahıs Übeyy bin Ka’b (r.a.) in yanına geldi.”

Ve dedi ki;

-“Bana nasıhat et.”

Hazret-i Übeyy bin Ka’b (r.a.) de O’na buyurdular ki;

-“Allah-u Teâlâ’nın kitabını yani Kur’an-i kerim’i kendinize İmâm yapın; yine O’nu kendinize hâkem yapın. O size yeter. O’nun hükmüne razı ol. Bu kitab öyle bir kitabtır ki, Resul-i Ekrem (s.a.v.) bize bırakmıştır ve sizin üzerinize öyle bir şahit tir ki, sizden ve sizden evvel gelenlerden zikretmiştir. Aranızda olan hükmü de açıklanmıştır. Sizlere ve sizlerden sonrakilere de çok güzel hâkemdir.”

Übeyy bin Emir (r.a.) dedi ki;

Bir sohbette Übeyy bin Ka’b (r.a.) bana buyurdular ki;

-“Kim ki, Allah-u Teâlâ’nın rızası için elindekini verirse muhakkak Allah-u Teâlâ da ondan daha iyisini ona ihsan eder ve hesapsız şekilde sevap yazar. Kim ki bunun aksini yapar, Allah-u Teâlâ elindekini de alır ve ona günah yazar.”

Übeyy bin Ka’b (r.a.) buyurdu ki;

-“Bir gün Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selam) den işittim;

-“Kim dünyada hayır amel işlerse, ona çok müjdeler de vardır. Allah-u Teâlâ ona ahrette çok ihsanlarda bulunacaktır. Lakin kim ki bu dünya için çalışırsa ona ahretten hiçbir nasip yoktur.”

Yine Übeyy bin Ka’b (r.a.) Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir.

-“Ya Rabbi! Bizim hatalarımızı affet. Amden (bilerek) ve sehven (bilmiyerek) yaptığımız bütün kusurlarımızı bağışla, Ya Rabbi, senin verdiğin bereketten bizi mahrum etme. Ya Rabbi, senin haram kıldığın şeylerle de beni helak etme.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Übeyy bin Kab (Radiyallah-u anhu) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Tomurcuk gül

Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu);

Meşhur Sahabi. Eshab-i Kiram (r.anhüm) arasında en çok hadis-i şerif bilen ve rivayet edenlerdendir.

İsmi hakkında değişik rivayetler olup, en doğru rivayete göre isminin Abdurrahman bin Sahr olduğu bildirilmiştir.

Yemen’in Devs kabilesindendir. Künyesi Ebû Hureyre’dır. Bu künyenin verilişi hakkında kendisi şöyle demiştir.

-“Ben çocukken koyunlarımızı güderdim. Küçük bir kedim vardı. Gündüz onu yanıma alır, onunla oynardım. Gece otların arasına bırakırdım. Bu sebeple baban bana Ebû Hureyre (kedicik babası)” dedi.

Bir rivayeti de şöyledir;

-“Bir gün kaftanımın içine küçük bir kedi taşıyordum.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) gördü;

-“Nedir bu?” buyurdu.

Ben de;

-“Kedicik.” Dedim.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) bana;

-“Ey kedicik babası.” Buyurdu.

Ebû Hureyre (r.a.) 57 (M. 678) senesinde 78 yaşında iken Medine-i Münevvere’de vefat etti.

Ebû Hureyre (r.a.) hicretin 7. senesinde (M. 628) Hayber’de Müslüman oldu. Gençliğinde fakirlik ve sıkıntı içinde yaşamıştır.

Müslüman olduğunda 30 yaşını geçmişti. Yemen’deki Devs kabilesinin en ileri gelenlerden ve meşhur şair olan Tufeyl bin Amr (r.a.) vasıtasıyle Müslüman oldu.

Tufeyl bin Amr (r.a.) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in duâ’sı ve emri üzerine kabilesini İslam’a davet edince ilk kabul eden Ebû Hureyre (r.a.) oldu.

Hicretin 7. yılında Tufeyl bin Amr (r.a.) iman edenlerle birlikte Yemen’den ayrıldılar. Yetmiş kişiden fazla bir kafile halinde Medine’ye geldiler.

Ebû Hureyre (r.a.) biran önce Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve selem) i görmek, O’na kavuşmak aşkıyla yanıyordu. Yolculuğun uzun sürmesinden sıklıyor, sabırsızlanıyordu. Bu halini şu beyitle dile getirmiştir;

-“Yâ leyleten min tûlihâ ve anâihâ,
Âlâ enneha min daret-il küfri necceti.”

(-“Ey yolculuk gecesi! Bıktım yolun uzunluğundan ve sıkıntısından. Fakat bu yolculuktur, kurtaran beni küfür ve inkar yurdundan…)”

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

D.S.İ. Piknik alanı (Çağ-Çağ barajı) Nusaybin

Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu)- 2

Ebû Hureyre (r.a.), Medine’ye geldiği sırada Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) Heyber’in fethine gitmişti.

Bu gelişini şöyle anlatmıştır;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) Heyber’de bulunduğu sırada Medine’ye muhacir olarak geldim. Sabah namazını Resulullah (s.a.v.) ın vekil bıraktığı Siba’ bin Urfuta (r.a.) nın arkasında kıldım. Birinci rek’atte Meryem suresini okudu. Namaz’dan sonra Siba bin Urfuta (r.a.) nın yanına vardık, bize bir miktar yiyecek ikram etti.”

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) Hayber’de olduğu için Medine’ye gelen bu kafile doğruca Hayber’e haraket etti. Oraya vardıklarında Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) Natat kalesini fethetmiş, Kâtibe kalesini de kuşatmıştı.

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) in yanına vardıklarında Ebû hureyre (r.a.) ye bakıp;

-“Sen kimlerdensin?” buyurdu.

O da;

-“Devs kabilesindenim!” dedi.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Devs içinde kimi gördümse, Onda hayır gördüm.” Buyurdu.

Bundan sonra Ebû hureyre (r.a.) Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) e Müslüman olduğuna dair biat etti. Eliyle musafeha ederek, Müslüman olduğunu bildirdi.

Ebû Hureyre (r.a.) gelirken yolda kölesini kaybetmişti. Kendisi Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) le otururken kölesi çıkageldi.

Peygamber efendimiz (Sallallahua leyhi ve selem);

-“İşte kölen geldi.” Buyurdu.

Bunun üzerine Ebû Hureyre (r.a.);

-“Şahid ol ki O, hürdür. Ben onu Allah rızası için azâd ettim.” Dedi.

Hayber’in fethinden sonra Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) Ebû Hureyre (r.a.) ye ve Yemen’den gelen Devs’lilere Hayber’de alınan ganimetlerden hisse verdi. Sonra Medine’ye döndüler. Bundan sonra Ebû Hureyre (r.a.) Yemen’e dönmeyip Medine’de kaldı.

Ebû Hureyre (r.a.) Peygambermiz (s.a.v.) in yanına geldikten sonra artık O’ndan hiç ayrılmadı. Ticaret, mal, servet gibi hiçbir meşgâlesi yoktu. Bunlarla hiç uğraşmadı. Eshab-i Kiram’ın en fakiri olup, Eshab-i Suffa arasına katıldı.

Eshab-i Suffa kimlere denir;

Eshab-i Suffa, mescid-i nebi’de kalır hep ilimle meşgul olurlardı.

Ebû hureyre (r.a.) Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in hep huzurunda bulundu. Bu hal Peygamberimiz (s.a.v.) in vefatına kadar dört sene sürdü. İşçilik yaparak geçimini temin etti. Yemen’den gelen annesi de yanında kalmakta idi.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas mevki-i (Nusaybin)

Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu)- 3

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) yanında devamlı bulunduğu için pek çok hadis-i şerif işitmiş ve rivayet etmiştir.

Birgün Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) e şöyle demiştir.

-“Yâ Resulallah (s.a.v.) senden işitiklerimi hafızamda fazla tutamıyorum.”

Bunun üzerine Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Örtünü uzat.” Buyurdu.

O da ridasını uzattı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) O’na duâ etti, iki mubarek eliyle üç defa O’na doğru nur saçtı ve;

-“Örtünü göğsüne sür.” Buyurdu.

O da sürdü. Böylece Allah-u Teâlâ O’na öyle bir hafıza ihsan etti ki, işittiği hiçbir şeyi unutmadı. Ömrü de uzun oldu. Böylece çok hadis-i şerif rivayet etti.

Ebû Hureyre (r.a.) Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in yanına geldikten sonra hizmetine girmiş ve başka bir işle meşgül olmamaıştır.

Bilmediği ve öğrenmek istediği her şeyi, peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) den sorup öğrenmiştir.

Bir zat, İbn-i Ömer (r.a.) e;

-“Ebû Hureyre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) tan bu kadar çok hadis rivayet ediyor doğru mu?” dediğinde

İbn-i Ömer (r.a.);

-“Yemin ederim ki, hiç birinde şek ve şüphe yoktur, Çünkü Ebû Hureyre (r.a.) her zaman Resulullah (s.a.v.) a sual sorar, aldığı cevabları ezberlerdi.” Demiştir.

Eshab-i Kiram (r.anhüm) arasında muhacir’in ve Ensar’ın (r.anhüm) bir çoklarının bilmediği Hadis-i şerifleri Ebû Hureyre (r.a.) bilirdi.

Çünkü Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın çoğu iş güç sahibi olduğundan, bir kısmı çarşıda, pazarda çalışır, bir kısmı ziraatle meşgül olurdu. Bu sebeple her zaman ve her saat Rsulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın yanında bulunma fırsatını elde edemezlerdi.

Eshab-i Kiram (r.anhüm) den bir kısmı ise kendini tamamen ilme vermiş olup, Resulullah (Sallallahua leyhi ve selem) ın huzurunda bulunurdu.

Bunların en başında gelen Ebû Hureyre (r.a.) idi. Bu bakımdan o herkesin duymadığı hadis-i şerifleri işitip rivayet etmiştir.

O’nun bu hali Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın ileri gelenleri tarafından da bildirilmiştir.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Tomurcuk

Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu)- 4

Ebû Âmir (r.a.) şöyle rivayet eder.

-“Bir gün ben Talha (r.a.) ile konuşuyordum. Biri gelip,”

Ebû Hureyre (r.a.) den bahs ederek;

-“Bu Yemen’li mi, Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) in Hadis-i Şeriflerini çok biliyor yoksa sen mi?” dedi.

Ben;

-“Elbette O çok bilir, Çünkü O hergün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) huzurunda ve hizmetinde bulunmuştur. Biz eşlerimizle ve ailemizle, evimizde oluyorduk. O’nun böyle bir meşgalesi yoktu. Bu bakımdan O bizden daha fazla bilir dedim.”

Bir defasında Hazret-i Aişe (r.anha) den soruldu;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın sözlerini ve hallerini siz mi çok biliyorsunuz, yoksa Ebû Hureyre (r.a.) mi?”

Hazret-i Aişe (r.anha) şöyle cevap verdi.

Ebû Hureyre (r.a.) bilir. Çünkü ben ev işleriyle meşgül olurdum. Yemin ederim ki, Ebû Hureyre (r.a.) bütün vaktini Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın huzurunda geçirimiştir.” Buyurdu.

Ebû Hureyre (r.a.) dört sene gibi kısa bir zamanda pek çok Hadis-i Şerif rivayet etmiştir.

Başkalarının yadırgamasına şöyle cevap vermiştir.

-“Evet ben Heyber Gazâsı sırasında Resülullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın huzuruna kavuştum. O sırada 30 yaşlarında idim. Ondan sonra hep Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın yanında bulundum. Evine girip çıktım, hizmet ettim. Bir çok muharebede de hizmetinde bulundum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ile birlikte Hacca gittim. Elbette daha fazla Hadis-i Şerif bilirim. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ile temasım diğer Eshab-i Kiram (r.anhüm) larının temasından daha çoktur.”

Hadis-i Şerif öğrenme hususundaki, gayreti bizzat Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) tarafından açıkça ifade edilmiştir.

Bir gün Peygamberimiz (Sallallahu alyhi ve selem) e;

-“Kıyamet günü Şefaatinize nail olacaklar kimlerdir Yâ Resulallah diye” sormuştum.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Ey Ebû Hureyre, senin hadis’e karşı hırsını bildiğim için hiç kimsenin senden önce bu suali bana sormayacağını biliyordum. Kıyamet günü benim şefaatime kavuşacak olan kimse Hulus-i kalb ile”Lâ ilahe illallah” diyen kimse olacaktır.” Buyurmuştur.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

İstasyon mahallesi (Nusaybin)

Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu)- 5

Ebû Hureyre (r.a.), 5374 Hadis-i Şerif rivayet etmiştir.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) den bizzat işiterek ve Eshab-i Kiram’dan, Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) den, Hazret-i Ömer (r.a.) den, Hazret-i Aişe (r.anha) den, hadis-i şerif rivayet etmiştir.

Kendisinden de;

Abdullah ibn-i Abbas (r.a..), Abdullah ibn-i Ömer (r.a.), Enes bin mâlik (r.a.), Vasile bin Eska (r.a.), Cabir bin Abdullah (r.a.) başta olmak üzere 800 den fazla Eshab-i Kiram ve Tabi-in (r.anhüm) hadis-i şerif rivayet etmiştir.

Rivayetleri toplanıp yazılmıştır. Ebû hureyre (r.a.) nin rivayet etiği hadis-i şerifler bütün hadis kitablarında olup, 325 rivayeti Buhâri (r.a.) ve Müslim (r.a.) de itifak halinde yer almıştır.

Sahih-i Buhâri (r.a.) de ayrıca 93 ve Sahih-i Müslüm de ayrıca 189 rivayeti vardır. Ondan hadis-i şerif rivayet edenlerden biri de Beşir bin Nuhayk (r.a.) dır. Ebû Hureyre (r.a.) den işittiği hais-i şerifler yazmış ve sonra da bizzat Ebû Hureyre (r.a.) ye okuyup dinleterek rivayet izni almıştır.

Ömer bin Abdulaziz (r.a.), Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan işitilen hadis-i şeriflerin yazılıp, bir kitapta toplanmasını Kesir bin Mürre el-Hadremi (r.a.) ye bir mektup yazarak emir vermişti.

Bu mektupta Ebû Hureyre (r.a.) nin rivayet ettiği hadis-i şeriflerin yazılmamasını, çünkü onların yanında yazılı olarak bulunduğunu ayrıca belirtmiştir.

Ebû Hureyre (r.a.) ve diğer Sahabe’dan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) hayatta iken işitikleri hadis-i şerifleri yazmaya başlamışlardır. Böylece Asr-ı seâdetten itibaren Sahabe ve Tabi-in (r.anhüm) devrinde hadis-i şerifler yazılmıştır.

Ebû Hureyre (r.a.) nin rivayet ettiği hadis-i şeriflerden 140 kadarını içine alan bir kitab vardır. Bu kitab kendi talabesi Hemmam bin Münebbih (r.a.) tarafından yazılmış ve “es-Sahife’tüs-Sahiha” ismi verilmiş ve zamanımıza kadar muhafaza edilmiştir.

Ebû Hureyre (r.a.) ye ait bu sahife müsteşriklerin “Hadis-i şerifler Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın vefatından üç asır sonra yazılmıştır. Şeklinde ileri sürdükleri iddia’nın saçma ve kasıtlı olduğunu ortaya çıkartmaktadır.

Ebû Hureyre (r.a.) şöyle buyurmuştur;

-“Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) dan iki çeşit ilim öğrendim. Eğer ikincisini söylersem bana mecnun dersiniz.” Buyurmuştur.

Dört sene gibi bir zaman içerisinde, gece gündüz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın huzurundan ayrılmamış, bütün işini gücünü bırakmıştır. Hep Peygambermiz (s.a.v.) in buyurduklarını dinleyip, hıfzetmiştir. Hatta günlerce aç kaldığı halde dini öğrenme gayretiyle buna katlanmıştır.

Bu hususta kendisi şöyle anlatmıştır.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu